Depremde hayatını kaybeden oğlundan geriye kalan telefon ve saatini günlerce arayan babadan para talep eden 2 şüpheli tutuklandı.

Kahramanmaraş merkezli depremler binlerce hikayeyi yarım bıraktı...

Yaşanan depremlerin ardından depremzedeler yaralarını sarmak için çabalıyor.

Yıkıcı depremlere Adıyaman'da yakalan Esat Denli, depremde 17 yaşındaki oğlu İbrahim ve kızıyla birlikte enkaz altında kaldı.

Hastanede oğlunun ölüm haberini aldı

Depremin ilk günü Esat Denli ve kızı enkazdan sağ çıkartılırken, oğlu ise kurtarılamadı.

Baba Denli, 3 gün tedavi gördüğü hastanede oğlunun ölüm haberini aldı.

Enkaz altında oğlunun eşyalarını aradı

Taburcu olduktan sonra enkaza giderek, oğlundan geriye kalan eşyalarını aradı.

Oğlunun eşyalarını bulamayan baba Denli'nin İstanbul'a tayini çıktı.

Denli, kızıyla birlikte İstanbul'a yerleşti.

Oğlunun arkadaşı telefonu buldu

Günler sonra oğlu İbrahim'in son arama yaptığı en yakın arkadaşı kendisini arayarak telefonun Sivas'ta iş makinesi operatörünün elinde olduğunu söyledi.

Kendisine verilen numarayı arayan Denli, duydukları karşısında bir kez daha yıkıldı.

Telefon ve saat için ücret istediler

H. K., oğlunu kaybeden babadan telefon ve saati için ücret talep etti.

Yaklaşık 5 saat süren ameliyat sonrası genç kadının kalbi durdu Yaklaşık 5 saat süren ameliyat sonrası genç kadının kalbi durdu
2 şüpheli tutuklandı

Durumun bildirilmesi üzerine harekete geçen Sivas İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri şüpheli H.K. ve oğlu M.K.'yi yakaladı.

Telefon babaya teslim edilirken saatin ise satıldığı ortaya çıktı. Şüphelilerin ise tutuklandığı öğrenildi.

"Çocuklarıma ait hiçbir şey bulamadım"

Taburcu olduktan sonra oğlundan geriye kalan eşyaları enkazda aradığını belirten Esat Denli şu şekilde konuştu

Ben hastaneden çıktıktan sonra oğlumun cenaze işleri ile uğraştım. Oğlumu Malatya'da defnettikten sonra Adıyaman'a döndüm. Enkazda oğlumdan geriye bir şey bulabilir miyim diye baktım. Eşyalarını, fotoğraflarını aradım. Okuluna gittim, oğlumdan geriye kitap kalmış mı diye aradım.

Her taraf kapalıydı. Arkadaşlarım ve yeğenlerim ile birlikte enkaz üzerinde arama yaptık. Bize, oğluma, çocuklarıma ait hiçbir şey bulamadım. Oğlumun bir fotoğrafını bile bulamadım. Enkazdan bir şey bulamayacağımızı anladık. Umudumuzu yitirdik. Kızım ile birlikte İstanbul'a geldik. Bir süre sonra oğlumun arkadaşı bize ulaştı. İbrahim'in telefonunun ve saatinin şu numaralı kişide olduğunu söyledi. Vakit kaybetmeden numarayı aradım, açmadı. Sonra kendisi beni aradı. Görüşmeden sonra oğlumun saatinin kendilerinde olmadığını söylediler ama telefon için konuştular. Oğlumun telefonu için kendisine yalvardım, telefonu bize ulaştırmasını istedim. 'Telefonu istiyorsanız, sizin için bir değeri varsa bunu o şekilde olamayacak' dediler. Bunun için ödeme yapmam gerektiğini söylediler. Bu şekilde göndereceklerini söylediler. Bu duruma çok üzüldüm. Oradaki insanların ve bizim sıkıntılarımızı, duygularımızı hiç anlayamamışlar.

"Telefonun içerisinde oğluma dair bütün bilgileri ve fotoğrafları silmişler"

Baba Esat Denli sözlerine şöyle devam etti:

Ben 17 yaşında oğlumu kaybettim. Bu çok acı bir şey. Tarif edilecek bir durum değil. Kendisine beklentisini sorup çözüm bulacağımı belirttim. 'O fotoğraflara ihtiyacım var' dedim. Sonra yeğenime söyledim, yeğenim polis. Mesleğini de belirterek kendilerine mesaj attı. Sonra ürktüler ve bana dönüş yapmadılar. Bir şekilde konu Sivas emniyetine iletildi. O gece telefonun yeri tespit edildi. Telefon şahısların evinde çıktı. Saati de aldıklarını itiraf etmişler ve satmışlar. Telefonun içerisinde oğluma dair bütün bilgileri ve fotoğrafları silmişler. Telefonda başka insanların fotoğrafları ve hesapları vardı kullanmışlardı. Bilgileri geri getirebilirsek oğluma dair bir şeyler bulabileceğim. Ciddi anlamda bu durum beni derinden üzdü. Hiç beklemediğim bir şeydi. Orada 50 bin insan vefat etmiş. İnsanlar acı çekerken böyle bir şey ile karşılaşacağımı tahmin edemedim. Telefonu aldık. Telefonun içindeki bilgileri nasıl kurtarabiliriz onun üzerinde çalışıyoruz.