Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz,
Mersinlik-Kantara yangınında tahrip olan orman alanında yapılan tespitler, uygulanacak iş planı ve yeniden ağaçlandırmada uyulacak prensipleri sivil toplum örgütleriyle paylaşıldı.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nda gerçekleştirilen toplantıya bakanlık yetkilileri,
Mersinlik Kantara Orman İnisiyatifi (MORİ) üyeleri adına Veteriner Hekim Tayfun Çanakcı, Yakındoğu Üniveristesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özge Özden ve Final Üniversitesi çevre araştırmları ve GİKAD adına Prof. Dr. Şerife Gündüz katıldı.
Bakan Oğuz toplantıda yaptığı açıklamada Orman Dairesi tarfından yürütülen çalşımaları ve iş planını katılımcılarla paylaşarak süreci değerlendirdi.
Bakan Oğuz, yapılan detaylı incelemeler sonucunda yangının 1815 hektarlık bir alana zarar verdiği, bu alanın yaklaşık 194 hektarında kendi kendine gençleşebilecek tohum potansiyeli mevcut olduğu düşünülen olgun ağaçların yer aldığını açıkladı.
933 hektarlık alanın ilk etapta insan müdahalesiyle yeniden ormanlaştırılması gerektiğini belirten Oğuz, geriye kalan 629 hektar alan bozuk saha ve 59 hektar alanın ise ağaçlandırmaya uygun olmayan taşlık, kayalık ve tarımsal alanlardan oluştuğunun belirlendiğini söyledi.
Oğuz; ‘’194 hektarlık alan doğal gençleştirmeye bırakılarak doğal sürece terk edilecektir. Bu alanda öncelikle iç taksimat şebekesinin gözden geçirilmesi, eksik yol ve yangın emniyet şeridi varsa tamamlanması, genişlik olarak yeterli olmayanların genişletilmesi gerekmektedir. Akabinde ise bu sahada bulunan yanık ağaç gövdeleri temizleme kesimiyle kesilip, çıkarılmalı ve kozalaklı dallar araziye serilerek, yerinde bırakılmalıdır. Sahada yapılacak bu işlem tohumlarda çimlenmenin başlayacağı Aralık ayı içerisine kadar bitirilmelidir’’ dedi.
Bakan Oğuz, 933 hektarlık sahada yanmış olan ormanın geçmişte de insan eliyle kurulmuş, ortalama 30 yaşında ve çoğunlukla gençlik ve sıklık çağındaki saf Kızılçam ve Kızılçam+Servi karışık meşcerelerinden oluştuğunu söyledi. Bu sahalardaki yanmış ağaçların genç olması nedeniyle tohum ve kozalak potansiyellerinin çok zayıf olduğuna değinen Bakan Oğuz, bu alanın yeniden ormanlaştırma faaliyetleri dozerle toprak işleme yapılarak tüplü fidan dikilmesi ile gerçekleştirilmesinin gerektiğini vurguladı.
Oğuz açıklamasında bu alanın yeniden ağaçlandırılmasında ihtiyaç duyulacak fidan miktarının yaklaşık olarak 1,000,000-1,250,000 adet civarında olduğuna dikkati çekerek, Orman Dairesi Müdürlüğü’nün elinde bu ağaçlandırmayı 2022-2023 dikim sezonunda gerçekleştirecek miktarda fidan stoğu bulunmadığını söyledi.
Baka Oğuz, ilk dikim için ellerinde 500-600 bin fidan olduğunu ve bu fidanların büyük kısmının da Tepebaşı-Kalkanlı büyük orman yangını sahasında kullanılmasının planlandığını belirtti.
Suni tensile alınacak sahada ihtiyaç duyulacak olan 1,000,000-1,250,000 adet fidan üretimi için Aralık 2022’de üretim sürecine başlanması gerektiğini savunan Oğuz, Aralık 2023 tarihinde fidanların dikime hazır olması gerektiğinin altını çizdi.
Kızılçam, Servi, Halepçamı, Kıbrıs Akasyası, Fıstıkçamı ve buna benzer türlerde üretilecek olan fidanlar için ihtiyaç duyulan tohumların mutlaka yerel kaynaklarımızdan ve benzer coğrafi faktörlere sahip yerli orijinli orman alanlarımızdan toplanması gerektiğine vurgu yapan Bakan Oğuz, ağaçlandırma faaliyetlerinde kullanılacak olan fidan türlerinin ağırlıklı olarak Kızılçam, Servi, Halepçamı, Fıstıkçamı ve Kıbrıs Akasyası, rakımlı düzlüklerde ise Harup türünde fidanların kullanılmasının uygun olacağını söyledi.
Bakan Oğuz açıklamasını şöyle sürdürdü;
‘’Suni tensile alınacak sahalarda arazi hazırlığına başlanmadan önce iç taksimat şebekesinin gözden geçirilmesi, eksik yol ve yangın emniyet şeridi varsa tamamlanması, genişlik olarak yeterli olmayanların genişletilmesi gerekmektedir. Yine arazi hazırlığı faaliyetlerine başlanmadan önce diğer disiplinlerin habitat ve faunayı destekleme yönündeki görüşleri alınarak bu öneriler değerlendirilmeli, arazi hazırlığı ve ağaçlandırma programı uygun görülen önerilere uyumlu bir şekilde hazırlanmalıdır.
Suni tensile tabi tutulacak sahalarda mevcut olan seki teras forumları çok az bozulmaya uğramış olup çoğu kısımlarda sadece riperle alt toprak işlemesi yapılması yeterli olabilecektir. Bu durumun arazi hazırlığının süratle yapılmasına katkısı olacağı düşünülmektedir.
Sahada yapılan gözlemlerde yol kenarı, teras şevi, orman içi açıklık v.b. boşluklarda bol miktarda sandal, şinya, azgan v.b. maki ve garik türlerde yerel vejetasyon türlerinin mevcut olduğu izlenmiş olup bu türler kök ve kütük sürgünü yoluyla kendi kendini ilk yenileyecek türler olacaktır. Bu türler yangından2 ay sonra sahaya ilk gelmeye başlayan türlerdir. Toprak işleme çalışmaları,üzerinde önceden çam ve servi türlerinin mevcut olduğu seki teraslar üzerinde yapılacağından bu yerel vejetasyon türleri çoğunlukla aynen korunmuş olacaklardır.
Yukarıda bahsedilen Doğal Gençleştirme ve Suni Tensil Sahaları olarak belirlenen yanık sahalar dışında kalan toplam 688 Hektar büyüklüğünde olan sahalar üzerinde genellikle maki vejetasyon türleri ve yeterli kapalılık oluşturmayan yapı ve miktarda doğal orman ağaç türleri mevcut olup bu sahalar durumları ve gelişimleri ileride yeniden değerlendirilmek üzere doğaya terkedilecektir.
Yanık sahanın tamamında hayvan otlatmasına karşı mutlaka ciddi önlem alınmalı ve sahaya hayvan girişine izin verilmemelidir.’’