14. Kıbrıs Tiyatro Festivali kapsamında KKTC'ye gelen Hayal Perdesi oyuncuları ; sanatla iç içe olan yaşamlarını anlattı.

14. Kıbrıs Tiyatro Festivali, bu yıl da ülkemizde birbirinden değerli sanatçıları konuk etti.

Hayal Perdesi Tiyatrosu oyuncuları da bunlardan biriydi. Özge Özder, Tuba Karabey ve Selin İşcan… “Üç Kız Kardeş” oyunuyla izleyiciyle buluştu ve profesyonel oyunculuklarıyla herkesi etkiledi.

Tiyatro, dizi ve sinema alanına birçok başarılı işe imza atan üç oyuncu, sanatla iç içe olan hayatlarını ve yeni projelerini bizlerle paylaştı.

Üç oyuncunun ortak noktası çok… Üçü de profesyonel, başarılı, sanata tutkulu… Ama hepsinin ağzından çıkan ortak görüş “Tiyatro benim hayatım” cümlesi…

Evet… Onlar tiyatroyu yaşam biçimi olarak görüyor… Kendilerini tiyatro sahnesinde daha rahat hissediyor… Seyircinin alkışlarını duymak ise onlar için en büyük ödül…

Yeni projeler

Türkiye’de olduğu gibi ülkemizde de beğenilerek izlenen birçok yapım ve oyunun oyuncularından olan Özge Özder, Tuba Karabey ve Selin İşcan üçlüsü, yeni projelerini ve Hayal Perdesi’nin çalışmalarını paylaştı.

Karabey, yeni proje hazırlıkları olmadığını söylerken; Özge Özder, sevenlerine yeni dizi müjdesi verdi. Hayal Perdesi Tiyatrosu kurucularından Selin İşcan ise yurtdışı festivaline hazırlanıyor:

“ ‘İmparatorluk Kuranlar yahut Şümürz’ ve ‘Üç Kız Kardeş’ adlı tiyatroda oynuyorum. Bu oyunların yurtdışı bağlantılarıyla ilgileniyorum. Şimdiye kadar Hayal Perdesi, altı farklı ülkede 66 oyun sahneledi. Kıbrıs Tiyatro Festivali de dahil olmak üzere Makedonya, İtalya, Almanya, Fransa ve İskoçya'da önemli festivallere katıldı. Yeni proje müjdesi şimdilik hazırlıkları sürse de;  yurtdışı festivali olacak.

İmparatorluk Kuranlar geçen yıl 2015 yılında Edinburgh Fringe Festivali'nde sahnelenen 'ilk Türkçe oyun' olarak festival ve Türk Tiyatrosu tarihine geçti. Ardından Kıbrıs Tiyatro Festivali'ne de katılmıştı.

Bu yıl da yeni oyunumuz İstanbul Tiyatro Festivali ortak yapımı Üç Kız Kardeş dünyaca ünlü Avignon Off Festivali programında Fransa'nın Avignon kentinde 10 kez sahnelendi ve ardından ilk kez Kıbrıs'ta oynadık”.

Hazırlık süreçleri farklı

Oyuncularla sahne performansı öncesi yaptıkları hazırlıkları da konuştuk.

Tuba Karabey, iki saat öncesinden tiyatronun oynanacağı mekana gidip tüm hazırlıkları gözden geçirdiğini, repliklerini tekrar ettiğini söyledi.

İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda da görev alan Selin İşcan, “Şehir Tiyatroları'nda sadece karakteriniz ve o günkü performansınızla ilgilenirsiniz fakat özel tiyatroda aklınıza gelebilecek her şeyle ilgilenmek şart” dedi.

Özge Özder ise “Hayatımda, sabah uyandığım andan itibaren hep bir müzik vardır fonda. Müzikten çok besleniyorum... Her rolün de bir enerjisi ve müziği var... İç dünyamın ayarını ve konsantrasyonumu müzikle sağlıyorum” diyor.

Tiyatro ortak aşkları

Oyunculara, tiyatronun hayatlarındaki yerini sorduğumda ise hepsi “tiyatro benim hayatım” yanıtını verdi.

Özge Özder, tiyatroyu “atardamarım” olarak açıkladı ve başka türlü bir yaşam ve nefes alma biçimi tanımadığını belirtti. Selin İşcan da “Tiyatronun hayatımdaki yeri değil de; tiyatro benim hayatım” derken Tuba Karabey “Benim en büyük tutkum ve en büyük ilacım! Yaşadığım acıyı, acıları hafifleten yer sahne benim için” diyor.

Kıbrıslı izleyiciyle buluşmak…

Bugüne kadar ülkemizi tiyatro oyunlarını sahnelemek için ziyaret eden oyuncular, buradaki izleyiciyle buluşmanın onlar için büyük mutluluk olduğunu dile getirdi.

Özge Özder, Kıbrıs kültürünü kendine yakın bulduğunu belirtirken Selin İşcan, Kıbrıs’la ilgili bir anekdotunu paylaştı:

“Dikenli tellerle ayrılan sınırda bir çay bahçesine gitmiştik. Çay bahçesine adımımı atar atmaz, herhalde çay bahçesinin sahibi ya da yıllardır çalışanı yaşlı bir adam, elinde çay tepsisi... Bana dikenli tellerin ardını göstererek 'Bak orası Avrupa' demiş ve gitmişti… Sanırım her şeyi anlatıyor”.

Senaryodan seçilen cümlelerle mesaj

14. Kıbrıs Tiyatro Festivali kapsamında sahne alan ‘Üç Kız Kardeş’ oyuncuları, rol aldıkları oyunun senaryosundan birer cümle seçerek şu mesajları veriyor:

Özge Özder: Çevrenizdeki bu kara yığınla başa çıkamayacağınız belli bir şey. Zamanla da yavaş yavaş gerileyecek, bu yüz bin kişilik kalabalığın içinde yitip gideceksiniz. Yaşam ezecek, boğacaktır sizi. Ama yine de büsbütün yok olmayacaksınız, mutlaka bir iz bırakacaksınız. Sizden sonra sizin gibi belki altı, belki on kişi daha çıkacaktır. Sonunda sizin gibiler çoğunluk olacaktır. İki yüzyıl, üç yüzyıl sonra, yeryüzünde akıl almayacak kadar güzel, şaşırtıcı bir yaşam olacağına inanıyorum-A. Çehov Balon-  Çok inanmasam da bu sözleri hatırlamak bana iyi geliyor... Umarım Çehov haklı çıkar...

Tuba Karabey: Bir gün gelecek herkes bütün bu acıların neden çekildiğini öğrenecek. Ama şimdi yaşamak gerek. Çalışmak! Sadece çalışmak!

Selin İşcan: Tek bir cümle seçmek zor ama mesela karakterlerden biri ''Alevlerden kızıllaşan sokak, o korkunç gürültü, bana düşmanın ansızın saldırıp yakıp yıktığı, yağmaladığı eski çağları düşündürdü” sözleriyle, yinelenen felaketleri ve tarihin acımasız döngüsünü bize hatırlatır.

Editör: TE Bilisim