Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, bir televizyon programında Kıbrıs ve Doğu Akdeniz bölgesindeki son gelişmeleri değerlendirdi.
Kıbrıs Rum yönetimi ile İsrail arasında deniz altından elektrik bağlantısı kurulmasına dikkat çeken Özersay, bölgesel işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. İsrail'in Körfez ülkeleri ve Ürdün ile yaptığı anlaşmaların, tanıma ilişkileri olmadan doğrudan uçuşlar, ticaret, turizm, güneş panelleri ve su arıtma sistemleri gibi konularda işbirliği modellerinin uygulanmasına örnek olduğunu belirtti.
Özersay,
Kıbrıs Türk tarafının Türkiye'yi de doğru yönlendirecek bir
vizyon geliştirmesi ve proaktif diplomasi sergilemesi gerektiğini ifade etti. Rekabet ve çatışma halinde olan tarafların ticari olarak birbirlerinden faydalanacak bir ilişki geliştirmesi durumunda çatışma ihtimalinin azalacağına inandığını söyledi. Bölge barışı ve istikrarının bu şekilde sağlanabileceğini, kalıcı bir çözüm için bölgesel işbirliği modellerinin önemli olduğunu belirtti. Kıbrıs Türk tarafının Türkiye ile birlikte inisiyatif alması gerektiğini vurguladı.
Kudret Özersay,
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın Kıbrıs ziyaretinde ve sonrasında verilen mesajlarda kapsamlı çözüm müzakerelerinin başlaması için egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabul edilmesi gerektiğinin altının çizildiğini belirtti. Ancak, şu anda müzakerelere uygun bir ortam olmadığını düşündüğünü ve bazı yatırımların yapılacağını ifade etti.
Doğu Akdeniz'de enerji, ekonomi ve ticaret alanlarında birlikte neler yapılabileceği konusunda olumlu bir yaklaşım olduğunu belirtti.
Özersay şöyle konuştu:
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın ziyaretinde verilen ve bugün de tekrar edilen mesajda Kıbrıs’ta kapsamlı çözüm müzakerelerinin başlaması için bir ön şart vardır. Bu çok nettir. Egemen eşitliğin ve eşit uluslararası statünün dünya tarafından kabul edilmesi, BM Güvenlik Konseyi’nin alacağı bir karar ile teyit edilmesinin ardından müzakereler başlayabilir gibi bir pozisyon vardır. Bu altı çizilerek tekrar edildi. Bu aşamada Kıbrıs sorunuyla ilgili kapsamlı çözüm müzakeresinin başlamasının pek de istenmediği bir mesajdır aslında. Bazı yatırımlar yapılacak, zaten şu an görüşmelere uygun bir ortam olmadığını düşünüyorum. Gerek enerji, gerek ekonomi, gerek ticari manada Doğu Akdeniz’de birlikte ne yapılabilir konusuna olumlu yaklaşılıyor.”