Katoliklerin ruhani lideri
Papa Francis’in,
Güney Kıbrıs’tan ayrılırken beraberinde götüreceği söylenen 50
mülteci konusuna açıklık getirildi.
Rum haber kaynaklarına göre İçişleri Bakanı Nikos Nuris, Papa Francis ile birlikte gideceği duyurulan mülteciler konusuna açıklık getirerek 14 kişiden oluşan ilk parti mültecinin
Vatikan’a yerleşmek için 16 Aralık’ta Ada’dan ayrılacağını söyledi.
Papa Francis’in uğurlama töreni için Larnaka Havalimanı’nda bulunan Nuris, burada yaptığı açıklamada, Vatikan heyeti tarafından seçilen ve aralarında ara bölgede kalan iki mültecinin de bulunduğu 14 kişinin, 16 Aralık’ta ayrılacağını belirtti.
50 mültecinin seçilmesi sürecine ilişkin olarak Nuris, bu konudaki istişarelerin beş hafta önce başladığını, bu ihtimali değerlendirmek için de yaklaşık üç hafta önce de Vatikan’dan bir heyetin geldiğini söyledi.
Nuris, yapılan görüşmeler çerçevesinde bu konuda, mültecilerin nerelerden teslim alınacağının da bulunduğunu ve bir sonuca varıldığını ifade etti.
Vatikan heyetinin, Purnara’daki mülteci kabul merkezini de ziyaret ettiğini, seçilen mültecilerle görüşmeler yaptığını ifade eden Nuris, kendilerinin de çeşitli konuları ve sorunları izahat ettiklerini ve bu görüşmede, Vatikan’a gidecek ilk 50 kişinin belirlendiğini kaydetti.
Nuris, açıklamasında Ada’dan ayrılacak ilk parti mülteci arasında ara bölgede bulunan iki mültecinin de bulunduğunu, bunun kendi talepleri olduğunu, gerek kendisinin Papa Francis’e yaptığı bilgilendirme gerekse gönderdiği mektup neticesinde, Papa Francis’in de şahsen anlayış gösterdiğini söyledi.
Nuris, iki mültecinin ara bölgede yarattığı siyasi sorunu ve bu kişilerin bölgede kalmasıyla Türkiye’nin “niyetlerini” Papa Francis’e aktardıktan sonra bu taleplerinin kabul gördüğünü belirtti.
“Koşi” (Üçşehitler) karşısındaki Güney Lefkoşa-Larnaka yolunda tespit edilen 46 Suriyeli mülteci konusunu yorumlamasının istenmesi üzerine Nuris, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, ülkenin çok zor bir durumda olduğunu ifade ederek 10 Kasım’da Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e bu konuda mektup göndermesinin tesadüf olmadığını da söyledi.