Rum Yönetimi, ara bölgede mahsur kalan sığınmacılar konusunda Birleşmiş Milletler’in (BM) tutumundan çok rahatsız olduğu iddia edildi.
Alithia gazetesinin “Lefkoşa, Colin Stewart ile Cephe Açtı” başlıklı haberinde, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in “sığınmacılar konusunu nasıl ele alacakları konusunda herhangi bir dersi kabul etmedikleri ve bu konuda birçok kez hassasiyet gösterdikleri” şeklindeki açıklamasının ardından Stewart’a cephe açıldığını yazdı.
Habere göre EDEK bir açıklama yaparak BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Misyon Şefi Colin Stewart’ın görevden alınması çağrısında bulundu. Stewart’ın bir takım faaliyetlerinin soru işaretlerine neden olduğunu iddia eden EDEK, Barış Gücü’nün neden sığınmacıların ara bölgeye girmesine izin verdiği ve neden Barış Gücü’nün bu sığınmacıları Türkiye’ye geri göndermediği gibi bir takım soruları da gündeme getirdi. EDEK açıklamasında ayrıca Stewart’ı Rum Yönetimi ve egemenlik haklarını sabote etme girişiminde bulunmakla suçladı.
Öte yandan Politis gazetesi “33 Sığınmacı İçin Lefkoşa’da Bölünme” başlıklı haberinde, aralarında çocukların da bulunduğu 33 sığınmacının ara bölgede elverişsiz koşullarda yaşamaya devam etmesi konusunun devlet yetkililerinin kendi içinde ikiye bölündüğünü iddia etti.
Habere göre, ilgili makamlar, sığınmacıların ara bölgeye Kuzey’den geçtikleri gerekçesiyle oluşan sorunu çözmeyi ret ederken sığınmacıların, UNFICYP kontrolündeki ara bölgede bırakılması da soru işaretlerine neden oluyor.
Sözkonusu bölgenin yıllardır “Kıbrıs Cumhuriyeti” toprağı olarak kabul edilen bir bölge olduğunu yazan gazete, UNFICYP’in çalışmalarının kolaylaştırılması için bölgenin BM’nin denetiminde olduğunu belirtti.
Gazete, Rum Yönetimi’nin geçişi kapatması ve sığınmacılara geçiş izni vermemesinin, “Kıbrıs Cumhuriyeti” toprağının yüzde 5 veya 6’sından ödün verdiği anlamına da geldiğini kaydetti. Ara bölgede gerçekte ne olduğunu görmeyi ret eden Rum yetkililerinin bu tutumunun, uluslararası toplum ve BM’ye bölgenin “işgal altında” olmadığı ve geçici olarak BM’ye verildiğinin ortaya konulmasına yönelik yıllardır sürdürülen çabaları da alaşağı ettiği iddia edildi.
Gazete Rum Yönetimi’nin izlediği bu taktiğin Türk askerine, dekonfrantasyon hattının genişliğine “göz koyma” bahanesi verdiğini de savundu.