Üstel'den Bakü'de ilk açıklamalar! Üstel'den Bakü'de ilk açıklamalar!
Uluslararası Af Örgütü, Ukrayna’nın kuzeydoğusundaki Sumi Oblastının Okhtyrka şehrinde yer alan, sivillerin sığındığı Soneçko anaokulu ve kreşinin uluslararası çapta yasaklı olan misket bombalarıyla vurulduğunu açıkladı. Af Örgütü, Rusya‘nın 25 Şubat’ta gerçekleştirdiği saldırıda biri çocuk üç kişinin öldürüldüğünü, bir diğer çocuğun ise yaralandığını açıkladı. Saldırı, “savaş suçu” kapsamına alınabilir. Binalara 220mm’lik bir Uragan roketinin düştüğünü ve saldırı esnasında içeride çatışmalardan kaçan sivillerin bulunduğunu doğrulayan örgütün Genel Sekreteri Agnès Callamard “Bırakın bir okulun civarına, yerleşim bölgelerine misket bombaları atmanın hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Bu saldırı Rusya’nın doğası gereği gelişigüzel ve uluslararası çapta yasaklı olan bir silahı kullandığına ilişkin tüm belirtileri taşımaktadır ve açıkça sivillerin hayatını hiçe saymıştır” dedi. ÜRETİMİ, KULLANIMI, STOKLANMASI YASAK Ukrayna ve Rusya dışında 100’ün üzerinde ülke tarafından desteklenen 2008 Misket Bombalarının Yasaklanması Sözleşmesi uyarınca misket bombalarının kullanımı, geliştirilmesi, üretimi, edinilmesi, stoklanması ve transferi her koşulda yasak. Uluslararası teamülde de misket bombaları gibi doğası gereği gelişigüzel olan silahların kullanımını yasaklanıyor. Sivillerin öldürülmesi veya yaralanmasıyla sonuçlanan gelişigüzel saldırılarda bulunmak ise savaş suçu oluşturuyor. Uluslararası Af Örgütü’nün tespitlerinde şu bilgiler yer aldı: “9M27K veya 9M27K1 tipi 220mm’lik Uragan roketi, neredeyse bire bir aynı olan ve yalnızca kendini imha özelliğinde gecikme süresi bakımından farklılık gösteren 30 adet 9N210 veya 9N235 misket bombaları taşır. Okulda ve civarındaki darbeler, zemindeki ayırt edici kabarma dahil olmak üzere 9N210/9N235 misket bombalarının yol açması beklenen hasarla tutarlı hasarı gösteriyor. İlk kez açık kaynaklı araştırma örgütü Bellingcat tarafından bildirildiği gibi, 9M27K roketinin ön kısmı ve kargo bölümünün kalıntıları 200 metre doğuda bulundu. Açık kaynaklı haberler, saldırı sırasında, uçuş yörüngesine dayalı roket fırlatma kaynağı olan Okhtyrka’nın batısında Rusya güçlerinin bulunduğuna işaret ediyor. Saldırının hedefi okulun 300 metre kuzeyindeki lojistik depolama alanı olabilir. Ancak bu saldırıda kullanılan 220mm’lik Uragan roketleri gibi Çoklu Fırlatma Roket Sistemleri kontrolsüz ve hatalıdır ve bu nedenle sivillerin yasadığı bölgelerde kesinlikle kullanılmamalıdır. Ayrıca, misket bombaları, %20’ye kadar varan aşırı yüksek hata oranıyla patlayıcıları geniş bir alana yaydıkları ve bu özellikleri nedeniyle sivilleri tehdit ettikleri için doğası gereği gelişigüzel silahlardır ve 100’ün üzerinde ülkenin desteklediği bir sözleşme ile uluslararası çapta yasaklanmıştır. Bu silahların kullanılması, gelişigüzel saldırı yasağını ihlal eder. Son saldırının süregelen çatışmalarda Af Örgütü’nün doğruladığı, bir okula isabet eden dördüncü saldırı olduğuna dikkat çekilen açıklamaya göre;  17 Şubat’ta, Rusya destekli güçler, kontrol hattı boyunca artan bombardıman sırasında Stanytsia Luhanska kasabasında bir anaokulunu vurdu ve üç sivili yaraladı. 25 Şubat akşamı da bir füze Mariupol’de 48 No’lu Okula zarar vererek camları patlattı ve duvarlarda metal parça izleri oluşturdu. 26 Şubat’ta ise bir patlayıcı silah (büyük olasılıkla bir top mermisi) Çernihiv’deki bir anaokulunun ikinci katına isabet ederek muhtemelen VIIRS çevresel uydu sensörleri tarafından tespit edilen bir yangın başlattı. Uluslararası hukuk gereğince, eğitim-öğretim binaları askeri amaçlarla kullanılmadıkları sürece yüksek koruma altında olduğuna vurgu yapılan açıklamada, tüm çatışmaların tarafları okulları yıkmaktan veya okullara zarar vermekten kaçınmak için özel dikkat göstermek zorunda olduğuna, ancak artan saldırılardan anlaşıldığı üzere Rusya güçlerinin bu zorunluluğu yerine getirmediğine işaret edildi.” ‘BU SALDIRI SAVAŞ SUÇU OLARAK SORUŞTURULMALIDIR’ Agnès Callamard sözlerini şöyle sonlandırdı: “Sivillerin güvende olmak içinde sığındığı bir anaokuluna gelişigüzel saldırı yapıldığına tanık olmak mide bulandırıcı. Gayet açık ve net: Bu saldırı savaş suçu olarak soruşturulmalıdır. Ukrayna’da bu insani trajedi devam ederken, savaş suçu işleyen herkesten Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) ya da ulusal veya uluslararası düzeydeki bir başka uluslararası ceza adalet sürecinde bireysel olarak hesap sorulmalıdır. BM üye devletlerinin ve UCM’nin acilen Ukrayna’da işlenen uluslararası hukuk suçlarına ilişkin kanıtların zamanında ve etkili bir biçimde toplanmasını ve muhafaza edilmesini nasıl sağlayacaklarını değerlendirmesi şart.” Rusya ve Ukrayna UCM’ye taraf olmamakla birlikte, Ukrayna 2015’te mahkemenin 20 Şubat 2014’ten itibaren topraklarında işlendiği iddia olunan suçlardaki yargı yetkisini kabul etti.