Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesince, sanık sayısının fazla olması nedeniyle konferans salonunda yapılan duruşmaya bazı sanıklar ve avukatları katılırken, bazı
tutuklu sanıklar da bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.
Duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanıklardan Selçuk Patlar, Beykoz'da bulunan bir hayvan çiftliğine ortak olduğunu belirterek, "Bir gün çiftliğe gittiğimde hiç hayvan yoktu. Şok oldum. Hemen sanıklardan Ufuk Topçular'ı aradım. Çalındı zannettim. Beni bir mekâna götürdü. 'Ufuk, hayvanlar nerede?' dedim, 'sattık' dedi. 'Para nerede?' dedim. 'Kıbrıs'a gittik, kumarda yedik' dedi. 'Bu borcu ben ödeyeceğim' dedi. Çiftlikte köpekler vardı, onları dahi satmışlar." diye konuştu.
Bu borç nedeniyle çiftliğe daha önce görmediği insanların gelmeye başladığını anlatan sanık Patlar, "Benim 450 bin lira alacağım varken bana senet imzalattılar. Örgütten bir kişi olsam, alacaklıyken nasıl borçlu konumuna düşebilirim. 9 aydır bu nedenle tutukluyum." dedi.
Bu sırada söz alan
Sedat Peker'in avukatı Ersan Barkın'ın, bu çiftlik meseleleri yaşanırken Peker'in bu işlerin neresinde olduğunu, Peker'in varlığını hissettirecek bir ilişki görüp görmediğini sorması üzerine sanık Patlar, ortağı olduğu çiftlikle ilgili alacak verecek meseleleri yaşandığı dönemde Sedat Peker'in adını Ufuk Topçular'dan duyduğunu, ancak bu olayların öncesinde veya sonrasında hiç ismini duymadığını iddia etti.
Tutuklu sanık Enes Aydın da Sedat Peker
suç örgütüne üye olmakla suçlandığını ifade ederek, "Ben Peker'i uzaktan akrabam olmasından dolayı 5-6 yaşından beri tanıyorum. 18 yaşına kadar Sedat Peker'i sadece 3 kere görmüşümdür. Bizim evimizde Peker'in gönderdiği bir mektup bulundu. Bu mektubun bir çocuğa yazıldığı okunduğunda anlaşılacaktır. O mektup, 18 yaşına girmemiş kardeşime yazılmıştır. Sedat Peker'le hiç telefonla konuşmadım. Çocukluğumdan beri tanımama rağmen hayatımda hiç evine gitmedim, ondan bir şey talep etmedim. Peker'den iddia edildiği gibi emir veya talimat almadım. Biz ailecek ticaretle uğraşırız, buna rağmen kendisiyle hiç ticaret yapmadık. Kendisiyle uzaktan akraba olmak, çocukluğumdan beri tanımak kendi tercih ettiğim durum değildir." diye konuştu.
"SEDAT PEKER'İN NE KORUMALIĞINI NE HİZMETİNİ YAPTIM"
Sanık Erkan Temiz de Sedat Peker’i yaklaşık 22 senedir tanıdığını kaydederek, "Örgüt üyeliği ve yağma diye adlandırılan iki suçtan dolayı 9 aydır tutuklu bulunmaktayım. Ben hasbelkader cinayet işlemişim 1996 yılında. Sonra silahla ilgim olmamıştır. Sarı cübbelerle gezen insanım dışarıda. Yine miting yaparsa giderim. Sedat Peker bana hiçbir insanın yapmayacağı iyilikler yapmıştır. Karşılığında benden hiçbir şey istememiştir. Hangi suç örgütünün üyesiyim. Ben Sedat Peker’in ne korumalığını ne hizmetini yaptım. Bana yardımlar etmiştir. Bunun dışında hukukum yok. Mitinglerine gittiğimde resim çektirmişimdir. Çok mağdurum. Kelimelerle anlatabilecek durumda değilim" dedi.
Tutuklu sanık Atınç Özçetin de dönerci ustası olduğunu belirterek, "Sanıklardan Fikret Aydın'ın beni aramasıyla şirkete gittim. Orada müdürlük yapıp yapamayacağımı sordu. Ben de yapabileceğimi söyledim. Beni Bakırköy'deki dönercinin şubesine gönderdi. 10-15 gün orada kaldım. Sonra Üsküdar şubesine gittim. Burada da 15 gün kaldıktan sonra satılacağını öğrendim. Satılıksa imkanlarımı zorlayıp almayı düşündüğümü söyledim. Toplam 450 bin lira paraya dükkânı devraldım. 2.5 sene işlettim. Paranın bir bölümünü senet olarak imzalamıştım. Ödeyemediğim için ben borçlandım. Ben kimi yağmalamışım? Gırtlağa kadar borç içindeyim. Ben sadece ticaret yaptım. Bunun haricinde hiçbir şey yapmadım. Bu dükkânı 370 bin liraya satmak zorunda kaldım. Ettiğim zarar ortadadır. 7 aydır cezaevindeyim. Tahliyemi istiyorum'' şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık Onur Özen de Sedat Peker'i bugüne kadar hiç görmediğini ve yan yana gelmediğini iddia ederek, "Bu kişiyle dünya ve siyasi görüşüm zıttır. Hiçbir sempatim olmamıştır. Örgüt yöneticiliği iddialarını kabul etmiyorum." dedi.
Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi. Duruşma, verilen aranın ardından sanıkların savunmasının alınmasıyla devam edecek.
İDDİANAMEDEN
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca, 26'sı tutuklu 92 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, 30 kişi "mağdur", Çekmeköy'de 31 Ağustos 2017'de silahlı saldırı sonucu öldürülen Cahit Çetin ise maktul olarak yer alıyor.
İddianamede, suç örgütü elebaşı firari sanık Sedat Peker'in, Cahit Çetin'in silahlı saldırı sonucu ölümüne ilişkin "tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor.
Sedat Peker'in ayrıca 19 ayrı eylemde birçok müştekiye karşı "var olan suç örgütünün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna azmettirme" suçundan 250 yıldan 360 yıla, "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme" suçundan 5 yıldan 10 yıla, 3 mağdura yönelik "tefecilik" suçundan 6 yıldan 18 yıla, 2 kişiye karşı "silahla kasten yaralama" suçundan da 1 yıl 8 aydan 4 yıl 2 aya kadar olmak üzere 262 yıl 8 aydan 392 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede, 9 sanığın "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme" suçundan beşer yıldan onar yıla, 46 sanığın "suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olma" suçundan 2 yıl altışar aydan altışar yıla, 22 sanığın "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçundan ikişer yıldan dörder yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, diğer şüphelilerin de çeşitli suçlardan cezalandırılması öngörülüyor.
İddianamede, bazı sanıkların ayrıca "kasten öldürmeye azmettirme", "var olan suç örgütünün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna azmettirme", "tefecilik" ve "silahla kasten yaralama" suçlarından da cezalandırılması isteniyor.
İddianamenin kabulüne karar veren 16. Ağır Ceza Mahkemesi, firari sanıklar Sedat Peker ile Ufuk Yapıcı hakkında yokluğunda tutuklama kararı çıkarmıştı.