Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, uluslararası topluma KKTC’nin tanınması; diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurulması çağrısında bulundu. Serim, “İyi bilinmelidir ki; hangi oyunlar oynanırsa oynansın; hangi yaptırımlar ve izolasyonlar uygulanırsa uygulansın; bizler, bu toprakların müreffeh geleceğini inşa etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.” dedi.

Artık federasyon modeline dair ortak zemin olmadığının Birleşmiş Milletler tarafından da resmen kayda geçirildiğini kaydeden Serim, “Ada’da iki ayrı devlet ve iki ayrı halk vardır. Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüleri ivedilikle yeniden tescil edilmelidir.” vurgusu yaptı.

Büyükelçi Serim, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’i, ilgili tüm tarafların meşru menfaatlerine saygı duyulan bir istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istediklerini söyleyerek, deniz yetki alanlarının uluslararası hukuka göre sınırlandırılması, seyrüsefer serbestisi ve emniyetiyle, deniz ticareti konuları başta olmak üzere iş birliğinin geliştirilmesinin, tüm bölgenin müşterek menfaatine olduğunun altını çizdi.

Erhürman: “Kıbrıs Türk halkının dünyayla buluşmasının yolu, Kıbrıs sorununun çözümünden geçer” Erhürman: “Kıbrıs Türk halkının dünyayla buluşmasının yolu, Kıbrıs sorununun çözümünden geçer”

Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip ülke olan Türkiye’nin, Kıbrıs Adası’nın kuzeyi ve batısında ilan edilmiş kıta sahanlığındaki hakları, Kıbrıs Türklerinin de Ada’nın tümü ve etrafındaki haklarının inkar edilemeyeceğine işaret eden Serim, Türkiye’nin de, KKTC’nin de her konuda komşularıyla yapıcı işbirliğine hazır olduğunu kaydetti ve  “Komşularımızdan da aynı yaklaşımı göstermelerini bekliyoruz” dedi.

-29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları Serim’in konuşması ve 21 pare top atışıyla başladı

Türkiye Cumhuriyeti’nin 101’inci yılında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim’in saat 13.00’te BRT’de yaptığı konuşma ve 21 pare top atışıyla başladı.

Konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. yaşını kutlayan Serim, “Şanlı Cumhuriyetimizin 101. Yaşını coşkuyla idrak ettiği bu gün, bizler için de önemli bir idrak günüdür” dedi.

-“Atalarımız borç, gelecek nesillere görev…”

101 yıl önce ve 101 yıl boyunca yaşananları idrak etmenin atalarına borçları, gelecek nesillere karşı ise görevleri olduğunu kaydeden Serim, “Geçmiş ile gelecek arasında köprü görevi gören bizlerin bugün atacağı temeller üzerinden nice yüzyıllar yaşanacağı unutulmamalıdır. İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un en güzel şekilde ifade ettiği gibi: Bastığımız yerlerin sadece ‘toprak’ olmadığının ve cennet vatanımızın kıymetinin idrakinde olmalı, Atalarımızı incitmemeliyiz” diye konuştu.

Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Mareşal Fevzi Çakmak, İsmet İnönü, Kazım Karabekir ve Ali Fuat Cebesoy gibi dahi kumandanlar olmak üzere, milli mücadelenin tüm kahramanlarının aziz hatıraları önünde saygıyla eğilen Serim, “Vatan onlara minnettardır! Ruhları şad olsun!” ifadelerini kullandı.

101 yıl önce Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesi temelinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin, zor bir coğrafyada barış, refah ve istikrar timsali olmayı başardığını vurgulayan Serim, şöyle konuştu:

-“’Türkiye Yüzyılı’ dünya tarihinde yerini alacaktır”

“Cumhuriyetimiz, ikinci asrında da yükselmeye devam edecek; kökü bin yıllara uzanan devlet aklıyla, güçlü gelenekleri ve değerleriyle; ‘Türkiye Yüzyılı’ dünya tarihindeki yerini alacaktır. ‘Türkiye Yüzyılı’nda bağımsız ve milli dış politikamız, bölgesel barışı ve güvenliği güçlendirmeyi, dış ilişkilerimizin kurumsal zeminini genişletmeyi, bölgemizde ekonomik kalkınmayı ve refahı geliştirmeyi ve küresel sistemin dönüşümüne tesir etmeyi hedeflemektedir.”

-“İnsanlığın ortak hedeflerine katkıda bulunmayı da sürdüreceğiz”

Ulusal çıkarlarını güvence altına alırken, insanlığın ortak hedeflerine katkıda bulunmayı da sürdüreceklerine işaret eden Serim, şöyle konuştu:

“Bizler ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonu etrafında kenetlendikçe; birlik ve dirliğimizi pekiştirdikçe; hedeflerimiz doğrultusunda yılmadan çalıştıkça, gelenek ve değerlerimizi korurken, yenilikleri de hızla benimsemeye devam ettikçe, cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının ‘Türkiye Yüzyılı’ olacağına ve bu gerçeğin tüm dünya tarafından tasdik ve takdir edileceğine şüphe yoktur.”

-“Türkiye Yüzyılı şüphesiz Kıbrıs Türkü’nün de yüzyılı olacak”

Büyükelçi Yasin Ekrem Serim, “Türkiye Yüzyılı”nın şüphesiz Kıbrıs Türkü’nün de yüzyılı olacağını vurgulayarak, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na son hitabında vurguladığı gibi Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm getirilmesi için samimi irade ortaya koyan tarafın daima Kıbrıs Türkleri ve Türkiye olduğunu belirtti.

-“Ada’da barış ve sükûnet hakim, federasyon modeli artık geçerliliğini tamamen yitirdi”

Kıbrıs Barış Harekâtı’nın üzerinden 50 yıl, Rumların ortaklık devletini gasp etmesi sonucunda Kıbrıs meselesinin ortaya çıkmasının üzerinden ise 61 yıl geçtiğini dile getiren TC Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, 1974’ten itibaren, Ada’da barış ve sükûnetin hakim olduğunu, federasyon modelinin artık geçerliliğini tamamen yitirdiğini vurguladı.

Uluslararası topluma Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması; diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurulması çağrısında bulunan Serim, şu ifadeleri kullandı:

“Şu husus iyi bilinmelidir ki; hangi oyunlar oynanırsa oynansın;  hangi yaptırımlar ve izolasyonlar uygulanırsa uygulansın; bizler, bu toprakların müreffeh geleceğini inşa etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Şehitlerimizin, gazilerimizin, mücahit ve mücahidelerimizin hatıralarını onurlandırmak ve vatanımızı daha güzel yarınlara taşımak, gelecek nesillerimize daha adil bir dünya ve barış dolu bir gelecek hazırlamak için, tüm gayretimizle çalışmaya devam edeceğiz.”

Büyükelçi Serim konuşmasını “İlelebet payidar kalacak olan Cumhuriyetimizin 101. yılını kutluyor; tam 101 yıldır coşkumuzu yürekten paylaşan, bayramımızı bizimle birlikte kutlayan Kıbrıs Türk halkına bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. Ne mutlu Türk’üm diyene! Ve ne mutlu bunun kıymetini bilip, şükredene” sözleriyle sonlandırdı.