[responsivevoice voice="Turkish Female" buttontext="sesli dinle"] Kıbrıs Türk halkının tek seçeneği olduğunu söylemek onu statükoya mahkum etmektir. Çünkü Kıbrıs Türk halkının tek seçeneği olduğu iddia edilen model, yıllarca Rum tarafınca masada reddedilmiş olan formüldür. Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı son günlerde ısrarla Kıbrıs konusunda Kıbrıs Türkü için federal çözüm dışında bir seçenek olmadığı yönünde açıklamalar yapmaktadır. Kıbrıs Türkünün federal çözüm dışında bir alternatifi olmadığını söylemektedir. Sayın Akıncı’nın bu yaklaşımı kesinlikle kabul edilemez. Çünkü federasyon bir ortaklıktır ve karşı tarafın da federal bir çözüme gidebilmek için bunu istemesi gerekmektedir. Halbuki Rum Lider yaptığı tüm açıklamalarında “Biz Kıbrıslı Türklerle yetki paylaşımına gitmek, federasyon kurmak istemiyoruz” demektedir. Hal bu iken Sayın Cumhurbaşkanının ısrarla “Bizim federasyondan başka çaremiz yok “ demesini üzüntüyle izliyorum. Bu halkımızı öğrenilmiş çaresizliğe itmek demektir. Olması gereken tartışma en iyi çözümün federal çözüm olup olmadığı değil, sizinle eşit ortak olmak istemeyen tarafla federasyon kurulup kurulamayacağıdır. Kurulmayacaksa da Kıbrıs Türk halkının bu statükodan nasıl kurtulacağıdır. Cumhurbaşkanından beklenen toplumu federal çözüm isteyenler ve istemeyenler diye bölmek yerine, Kıbrıs Türk toplumunu mevcut statükodan kurtaracak ortak akıl için çalışmasıdır. Sayın Akıncı Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğine karşı olduğunu söyleyen Rum Liderin bu açıklamalarını dünya kamuoyunun gündemine getirmek yerine, ısrarla federasyon dışında bir çözümün mümkün olmadığını söylemektedir. Bu söylemin Kıbrıs Türk halkına bu aşamada hiçbir faydası yoktur. Sayın Akıncı bu yaptığı ile toplumda gereksiz bir kutuplaşma ve tartışma zemini yaratmakta, çözümsüzlüğü savunan Rum Liderin ekmeğine bal sürmektedir. Bu aşamada federasyon isteyenler ya da istemeyenler diye bir kutuplaşma yaratan söylemleri öne çıkarmak yerine, toplumu bütünleştirecek söylemler kullanılmalı, Anastasiades’in siyasi eşitliğimizi hedef alan söylemleri karşısında birlik ve beraberliği sağlayacak sorumlu bir anlayış içinde hareket edilmelidir. “Zihniyetini değiştir de gel ortak olalım” diyerek zihniyet değişikliği beklemek, yalvarır bir görüntü vermek, statükonun Rum tarafının arzu ettiği gibi devamına katkı koymaktır. Şu anda Rum Liderin açıklamalarına karşı verilen tepki hem cılız, hem sönük, hem de edilgendir. Bu aşamada dış dünyaya doğru ve güçlü mesajlar verilmesi gerekirken, maalesef iç politik kaygılarla hareket edilmekte ve sürekli zigzaglar çizilmektedir. Kıbrıs konusunda olası alternatifleri konuşmayı başından reddederek, BM Genel Sekreterinin raporunda olduğu gibi yeni fikirlerin tartışılmasına imkan tanımayarak kendimizi zayıf duruma düşürmekteyiz. Eğer karşı taraf sizin başka seçeneğiniz olmadığını görürse sizinle kedi fare ile oynarmış gibi oynar. Hiçbirimizin Kıbrıs Türk halkını böyle bir duruma düşürmeye hakkı yoktur. [/responsivevoice]
Editör: TE Bilisim