Gündem

“Sonbahar depresyonu, bir çeşit mevsimsel duygu durum bozukluğudur''

Kadınlarda sonbahar depresyonu görülme oranının erkeklerden 4 kat fazla olduğuna dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Semiha Tufan, “Her yaş grubunda görüldüğü bilinse de, sonbahar depresyonunun gençlerde daha fazla gözlemlendiğini öne süren çalışmalar vardır. Ancak yaşlılarda fark etmek daha güç olabilir. Bu nedenle atlanmaması için dikkatli olunmasında fayda vardır” dedi.

Özellikle sonbahar ve kış aylarında insanların ruhsal durumu üzerinde mevsim geçişlerinin olumsuz etkilerinin daha fazla gözlendiğini söyleyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Semiha Tufan, “Sonbahar depresyonu, bir çeşit mevsimsel duygu durum bozukluğudur. Sonbahar ve kış aylarında güneş ışığındaki azalmaya bağlı olarak yaşanan bir depresyon çeşididir. Kalıtım, stres ve biyokimyasal maddelerin rol oynadığı bilinmektedir’’ diye konuştu. BAZI İNSANLARIN BİYOLOJİK SAATİ DAHA HASSAS Mevsimlerin sadece doğa üzerinde değil, insan üzerinde de pek çok etkisi olduğunu belirten Uzm. Dr. Tufan, “İnsanın doğanın döngüsünden ve günışığından etkilenen bir biyolojik saati olduğunu söyleyebiliriz. Bazı insanlarda bu biyolojik saat daha hassastır. Genetik faktörler de bunda rol oynar. Bu nedenle mevsimsel değişiklikler insanda çeşitli fiziksel ve psikolojik değişiklilere neden olmaktadır’’ dedi. HORMONAL DALGALANMALAR DEPRESYONA NEDEN OLABİLİR Vücudumuzda meydana gelen hormonal dalgalanmaların sonbahara girerken daha belirgin bir şekilde ortaya çıktığının altını çizen Uzm. Dr. Tufan, sonbahar ve kışa girerken gün ışığının azalması, gecelerin uzaması, gün ışığına maruz kaldığımız zamanların kısalması, yeme içme ve uyku alışkanlıklarının değişmesi, iş ve okul yükünün artması gibi faktörlerin; melatonin oranlarında artışa, mutluluk hormonu diye bilinen serotonin hormon düzeylerinde ise düşüşe neden olduğunu belirtti. KADINLAR SONBAHAR DEPRESYONUNA DAHA YATKIN Kadınlarda bu hastalığa yakalanma oranının erkeklere göre 4 kat daha fazla olduğuna değinen Uzm. Dr. Tufan, “Her yaş grubunda görülmekle birlikte, sonbahar depresyonunun gençlerde daha fazla gözlemlendiğini bildiren çalışmalar vardır. Ancak yaşlılarda fark etmek daha güç olabileceği için atlanmaması için dikkatli olunmasında fayda vardır. Tekrarlayan depresyon atakları hep aynı mevsime denk gelir. Ataklar arasındaki dönemde genelde hastalar düzelir” diye konuştu. İSTEKSİZLİK VE HAYATTAN ZEVK ALMAMA GÖRÜLEBİLİR Uzm. Dr. Tufan, sonbahar depresyonunda görülebilecek belirtileri şöyle sıraladı: “İsteksizlik, hayattan zevk alamama, eskiden keyifle yaptığı aktiviteleri yapmak istememe ve ya yapmakta zorlanma, dikkat ve konsantrasyon sorunları, üzüntü hissi, ümitsizlik, kendini değersiz hissetme, özgüvende azalma, suçluluk duygusu, neşesizlik, uyku bozukluğu, bazen fazla uyuma isteği, yataktan çıkmak istememe, insanlarla görüşmek istememe, enerji kaybı, çabuk yorulma, iştah eksikliği ve kilo kaybı, karbonhidratlı yiyeceklere yönelme ve kilo alımı, sinirlilik, karamsarlık, konsantrasyon bozukluğu, duygusal boşluk hissi ya da duygusal donukluk, hayatın boş ve anlamsız gelmesi, ölüm ya da intihar düşünceleri olarak görülebilir.” EV VE İŞ YAŞAMINDAKİ İLİŞKİLERİ BOZABİLİR Mevsimsel depresyonun, ev ve iş yaşamındaki ilişkileri bozabildiğine ve ağırlaşan vakalarda intihara yol açarak ölüme sebep olabildiği için profesyonel bir yardımın gerekliliğine dikkat çeken Uzm. Dr. Tufan, mevsimsel depresyonda görülen belirtileri kişilerin çalışmak istememesi, tembelliği, şımarıklığı gibi kişisel durumlara bağlayarak hafife almadan bir hekime yönlendirmenin daha sağlıklı bir tutum olduğunu vurguladı. SONBAHAR DEPRESYONUNUN TEDAVİSİ Sonbahar depresyonunun tedavi yollarını anlatan Uzm. Dr. Tufan, “Parlak ışık tedavisi, psikoterapi, ilaç tedavisi, doktor değerlendirmesine göre bazı ağır vakalarda transkranial manyetik stimülasyon ya da EKT gibi uzman gözetiminde yürütülecek tedaviler uygulanabilir. Işıkla tedavide parlak güneş ışığı verecek derecede geniş spektrumlu floresan ışığı kullanılmaktadır. İlaç tedavilerine verilen yanıt oldukça iyidir. Kişinin yaşam kalitesini, işlevselliğini artırır. Hastalığın olumsuz sonuçlarından kişiyi korur” dedi.