KTTB’den yapılan açıklamaya göre Mert, nüfusun hızla arttığı, ciddi yabancı göçmen varlığının mevcudiyeti, kadın, çocuk, engelli ve yaşlı istismarı, yoksullaşma, suç oranında ve çeşitliliğinde aşırı yükselişin var olduğu günün koşullarında, toplumun refahını ve sosyal adaleti sağlamak, her bireyin insanca bir yaşam sürdürmesini temin etmek adına sosyal hizmetlerin öneminin göz ardı edilemeyeceğini belirtti.
Mevcut durumun ciddi yapısal eksiklikler ve yetersizliklerle karşı karşıya olduklarını gösterdiğini savunan Mert, “Sosyal hizmetlerin çok yönlü bir reform sürecine ihtiyaç duyduğunu açıkça ortaya koymak istiyoruz. Sosyal Hizmetler Dairesi Teşkilat Yasası’nın çağdaş, hak temelli ve multidisipliner bir yaklaşımla güncellenmemiş olması, bireylerin sosyal hizmetlere erişimini sınırlandırmaktadır.” dedi.
Mert; kadına yönelik şiddet, çocuk koruma, yaşlı bakımı ve engelli bireylerin rehabilitasyonu gibi temel alanlarda hizmetlerin yetersizliğinin toplumun en kırılgan kesimlerini savunmasız bıraktığını ifade etti.
- “Sosyal hizmetlere ayrılan bütçe, artan ihtiyaçları karşılamaktan uzak”
“Bu alanda görev yapan personelin uzmanlık seviyesinin yetersizliği ve liyakat esaslı bir yönetim anlayışının eksikliği de sosyal hizmetlerin etkin bir şekilde sunulmasını engellemektedir.” diyen Mert, sosyal hizmetlere ayrılan bütçenin artan ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğu, hizmetlerin şeffaflık ve kapsayıcılık gibi temel ilkelere aykırı şekilde dağıtıldığının dikkat çektiğini belirtti.
Toplumsal refah için önerilerde bulunan Mert, Sosyal Hizmetler Dairesi Teşkilat Yasası’nın bireylerin haklarını merkeze alan ve modern uygulamalarla uyumlu bir çerçevede yeniden düzenlenmesi, personel ve üst düzey yöneticilerin seçiminde liyakat esasına öncelik verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Sosyal hizmet veya ilgili disiplinlerden mezun uzmanların istihdamı sağlanarak hizmet kalitesinin artırılması ve sürekli eğitim programlarıyla mesleki gelişimin desteklenmesinin gerektiğine değinen Mert, şöyle devam etti:
“Sosyal hizmetlere ayrılan bütçe artırılmalı, kaynak dağılımı ihtiyaç odaklı ve şeffaf bir şekilde yapılmalıdır. Sosyal hizmetler alanında gelişme kaydeden ülkeler örnek alınarak elektronik takip ve dağıtım sistemleri devreye sokulmalıdır. Sosyal yardımlar torpille değil gerçek ihtiyaç sahiplerine adilane ve insanca yaşamayı sağlayacak miktarda verilmelidir. Yaşlı ve çocuk bakımı, engelli rehabilitasyonu, kadınların korunması ve desteklenmesi gibi alanlarda kamu ve yerel yönetimler iş birliğinde özel sektör de teşvik edilmeli, çocuk, yaşlı ve engelli bakımevleri artırılmalı, mevcutlar modernize edilerek hizmetlerin kalite standartlarına uygunluğu sıkı şekilde denetlenmelidir.
Çok çocuklu ve/veya parçalanmış aileler, kadınlar, yaşlılar ve engelli bireyler gibi kırılgan gruplara yönelik özel sosyal yardım programları geliştirilmelidir. Ülkemizde bulunan yabancılara ve göçmenlere yönelik sosyal, kültürel, dil ve yasal entegrasyon ve adaptasyon için özel programlar uygulanmalıdır. Ulusal Sosyal Hizmetler Stratejik Planı, üniversiteler, ilgili tüm kamu kurumları, yerel yönetimler, ilgili sivil toplum örgütleri ve meslek örgütlerinin katılımıyla bir an önce saptanmalı ve hayata geçirilmelidir.”
Mert, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve hükümeti, ciddi toplumsal riskler altında yaşadıkları bu zamanlarda, sosyal hizmetler alanında acilen adım atmaya, toplumsal dayanışmayı güçlendirecek bir sosyal devlet anlayışını inşa etmeye çağırdıkların ifade etti.
“Bu alanda yapılacak reformlar, sadece bireylerin yaşam kalitesini artırmakla kalmayacak, toplumsal huzur ve adaleti de güçlendirecektir.” ifadesini kullanan Mert, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak, sosyal hizmetlerin güçlendirilmesi yönünde atılacak her adımda üzerlerine düşen katkıyı sunmaya hazır olduklarını vurguladı.