Türkiye Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic'in Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde baş başa yaptıkları görüşmenin ve Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Oturumu'nun ardından çeşitli anlaşmaların imza törenine geçildi.
İmzaların atılmasının ardından iki Cumhurbaşkanı ortak basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan İsrail ile Türkiye arasında Doğu Akdeniz'de işbirliği konusunda diplomatik sürecin devam ettiğini açıkladı.
Erdoğan, "Cumhurbaşkanı Herzog'la yapmakta olduğumuz görüşmeler var. Belki Sayın Herzog'un Türkiye'ye ziyareti olabilir. Biz siyasetçiler barış için varız. Petrol barışın aracı olursa bunu kullanırız." açıklaması yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz'de İsrail'le iş birliği ihtimaline ilişkin açıklamasında, "Hedef, olumlu yaklaşımlarla bir yere varmak. Bu, kazan-kazan esasına dayalı olursa elimizden geleni yaparız." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic'i ve heyetini Üçüncü Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı dolayısıyla Ankara'da misafir etmekten memnuniyet duyduğunu belirtti.
Sırbistan ile ilişkilerin mükemmel seviyede olduğunu vurgulayan Erdoğan, Vucic ile ikili gerçekleştirdikleri görüşmede, iş birliğinin geldiği aşamayı kapsamlı bir şekilde ele aldıklarını, gelecek dönemde atılacak adımlar üzerinde durduklarını aktardı.
Görüşmede, başta Balkanlar olmak üzere bölgesel ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunduklarını dile getiren Erdoğan, "2021 ilişkilerimiz açısından müstesna bir yıl oldu. 1 Eylül'de Yeni Pazar Başkonsolosluğumuzu açtık. Böylece Yeni Pazar'da başkonsolosluk açan ilk ülke olduk. Bu sene inşallah Niş'te de bir konsolosluk ofisi açacağız." ifadelerini kullandı.
Sırbistan'ın ise Alanya ve Bursa'da ihdas edilenlerle Türkiye'deki fahri konsolosluk sayısını 5'e çıkardığını belirten Erdoğan, koronavirüs salgınının olumsuz etkilerine rağmen iki ülke arasındaki ticaret hacminin rekor kırmaya devam ettiğinin altını çizdi.
"Geçtiğimiz yıl yüzde 34'e yakın bir artışla bu rakamı 2 milyar dolar seviyesine taşıdık. Hedefimiz 5 milyar doları yakalamaktır." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu doğrultuda atacağımız ortak adımları Sayın Cumhurbaşkanı ile değerlendirdik. Önümüzdeki dönemde icra edilebilecek müşterek projeler hakkında fikir teatisinde bulunduk. Sırbistan'ın başarıyla yürüttüğü kalkınma hamlesine Türk firmalarının katkı sunması bizleri ziyadesiyle memnun ediyor. Bugün 1300'den fazla Türk şirketi Sırbistan'da faaliyet gösteriyor ve yaklaşık 8 bin kişiye istihdam sağlıyor. Yatırımlarımızın toplam değeri son 10 yıl içerisinde 1 milyon dolardan 250 milyon dolara yükseldi. Müteahhitlerimiz Sırbistan'da bugüne kadar 823 milyon dolar değerinde 45 projeye imza attı. Müteşebbislerimize verdiği samimi destekten dolayı değerli dostuma teşekkür ediyorum. Türkiye olarak biz de ülkemizde yatırım yapmak isteyen Sırp yatırımcılara gereken her türlü yardımı sağlamaya devam edeceğiz. İlgili kurum ve kuruluşlarımız da Sırbistan'daki faaliyetlerine hız kesmeden devam ediyor."
"GÜÇLÜ VE KARARLI BİR ŞEKİLDE TEYİT ETTİK"
TİKA'nın bugüne kadar Sırbistan'da 323 proje ve faaliyet gerçekleştirdiğini aktaran Erdoğan, Belgrad'daki Yunus Emre Enstitüsü tarafından 2 bin 500 kişiye Türkçe kursu verildiğini söyledi.
Erdoğan, iki ülke arasındaki seyahatlerin ve turist sayılarının da artış gösterdiğini belirterek, Anadolujet'in aralık ayında Ankara-Belgrad seferlerini başlattığını, Air Serbia'nın da bu yıl Niş ve Kraljevo'dan İstanbul'a uçuşlarını devreye aldığını, böylece Sırbistan'daki 3 havalimanından da Türkiye'ye doğrudan seferler gerçekleştirildiğini anımsattı.
Bu seferlerin sadece turizme değil, ticarete de ciddi katkılar sağladığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tüm bu gelişmeler, ilişkilerimizin yoğunluğunun somut göstergeleridir. Görüşmemizde, Balkanlar'ın barış ve istikrarına atfettiğimiz önemi güçlü ve kararlı şekilde bir kez daha teyit ettik. Bosna Hersek'te süren siyasi kriz konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Sırbistan'ın, Bosna Hersek'in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdiği destek, bölgemizin barış ve istikrarı bakımından çok önemlidir. Bosna Hersek ile ilgili krizin aşılması için uluslararası camianın birlikte hareket etmesine ihtiyaç duyulduğu da aşikardır. Tüm tarafların Bosna Hersek'in toprak bütünlüğünü zedeleyici adımlar atmaktan imtina etmeleri ve sorumluluk bilinciyle davranmaları şarttır. Türkiye olarak Balkanlar'da gerilimin azaltılması için elimizden gelen çabayı göstermeye devam edeceğiz."
Erdoğan, konsey toplantısının ülkeler ve bölge için hayırlara vesile olmasını dileyerek, Vucic ve heyetine ziyaretleri için teşekkür etti.
"ÜÇ LİDERİ BİR ARAYA GETİRELİM VE BU İŞİ BAŞARALIM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, Bosna Hersek'teki durumla ilgili bir soru üzerine, "Dayton Anlaşması'nın kabul edilebilir, kabul edilemez yönleriyle hepsi bir tarafa, fakat buradaki üçlü yapının Bosna Hersek'in toprak bütünlüğü üzerindeki yaklaşımı büyük önem arz ediyor. Buradaki sıkıntıları giderebilmek için de gerek değerli dostum Vucic, gerekse bizler elimizden gelen gayreti gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Sırbistan'da yakın zamanda yapılacak seçimlerin ardından Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi'nin üç liderinin bir araya getirilmesi ve liderlerle bir toplantı yapılmasını istediklerini belirten Erdoğan, bu toplantıyla özellikle Bosna Hersek'in toprak bütünlüğünü sağlamak için adımlar atmayı arzuladıklarını ifade etti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hele hele şu anda özellikle yapılmakta olan otoban çalışmaları ve bu çalışmalar üzerindeki nüans farkları diyebileceğimiz bazı hissi yaklaşımlar var. Bu hissi yaklaşımları eğer bir kenara koyar da burada gerçekten ideal olan yaklaşımı yakalarsak ki buna biz birlikte yardımcı olalım istiyoruz. Birlikte yardımcı olmak suretiyle gerek Bosna Hersek'teki yaklaşımda Boşnaklar, gerek Hırvatlar gerekse Sırplar olmak üzere üç lideri bir araya getirelim ve bu işi başaralım. Bu karara vardık. İnşallah seçimin ardından bu buluşmayı sağlayacağız. Bu buluşma belki Belgrad’da olur belki İstanbul'da olur. Bu adımı da inşallah süratle atalım diyoruz. Bu konuda mutabıkız."
"HEDEF, OLUMLU YAKLAŞIMLARLA BİR YERE VARMAK"
Bir gazetecinin, "Amerika, içinde İsrail ve Yunanistan'ın da olduğu Doğu Akdeniz'deki doğal gaz projesinden desteğini çektiği açıkladı. Olası bir ittifak oluşumunda Türkiye'nin rolü ne olur ve Türkiye İsrail ile önümüzdeki dönemde nasıl bir diyalog süreci oluşturabilir?" sorusuna Erdoğan, "Bu konu Arnavutluk'ta da açıkladığım gibi aslında bana göre Amerika'nın geri çekilme kararı, maliyet analizlerinden sonra kendileri için fayda görmediler. Fayda görmedikleri için de Doğu Akdeniz'deki bu çalışmalardan geri çekilme kararı aldılar." yanıtını verdi.
Erdoğan, İsrail ve Türkiye arasında nasıl bir diyalog süreci oluşabileceğine ilişkin olarak da şu değerlendirmelerde bulundu:
"Geçmişte Berat Bey'in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olduğu zaman İsrail ile görüşmeler yapılıyordu ve bu görüşmelerde de İsrail, buradan çıkacak gazla ilgili olarak Türkiye üzerinden bunun Avrupa'ya götürülmesi konusunda belli bir hedefe varılmıştı. Şu anda bunu yine gerçekleştirebiliriz.
Şu anda Cumhurbaşkanı Sayın Herzog ile yapmakta olduğumuz görüşmeler var. Belki Sayın Herzog'un Türkiye'ye bir ziyareti olabilir. Bu arada Başbakan Sayın Bennett'in bu noktalarda yine bazı olumlu yaklaşımları var. Hedef, olumlu yaklaşımlarla bir yere varmak. Bu olumlu yaklaşım kazan kazan esasına dayalı olduktan sonra biz Türkiye olarak elimizden geleni yaparız."
Her şeyden önce siyasetçi olduklarını ve siyasetçiler olarak kavga değil barış içinde var olduklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Barış için ne gerekiyorsa, eğer bu konuda petrol barışın bir aracı olacaksa bunu kullanırız ama barışın aracı olmayacaksa tabii ki karar her ülkenin kendine aittir.
Boşuna biz şu anda sondaj gemilerini ve sismik araştırma gemilerini almadık. Şu anda 4 sondaj, 2 sismik araştırma gemimiz, bütün bunlar Karadeniz ve Akdeniz'de çalışmaları yapacaklar ve tüm bu çalışmalarla beraber de milletimize, bölgeye inşallah imkanlar sağlamanın gayreti içerisinde olacağız."
Geçmişte bunun çilelerinin çok çekildiğini ifade eden Erdoğan, "Böyle dünya size istediğiniz zaman isteğiniz yerde ne sismik araştırma gemisi verir ne sondaj gemisi verir, yok böyle bir şey. Ama şimdi elimizde artık en modern şekilde bu çalışmaları yapabilecek bu gemilerimiz var. Yine aynı şekilde bu çalışmaları yapabilecek güce ve imkana sahip yetişmiş elemanlara sahibiz." diye konuştu.
Karadeniz'de çalışmaların yürütüldüğünü anlatan Erdoğan, Akdeniz'de de istenilen anda çalışmaların bu ekipmanlarla yürütüleceğini bildirdi.