Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AB Konseyi zirve sonuçlarının AB’nin tarafsız olamayacağı gerçeğini bir kez daha vurguladığını belirterek, “AB, Rum tarfına teslim” yorumunda bulundu.

Cumhurbaşkanı Tatar, Avrupa Birliği Konseyi’nin açıkladığı Ukrayna, Orta Doğu ve Türkiye ile ilgili Zirve Sonuçlarında Kıbrıs konusuna ilişkin yer alan ifadeler hakkında açıklama yaptı.

Tatar açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Taşkınköy'de meydana gelen yangından 2 ev etkilendi Taşkınköy'de meydana gelen yangından 2 ev etkilendi

“AB Konseyi’nin 17 Nisan 2024 tarihinde açıkladığı Ukrayna, Orta Doğu ve Türkiye ile ilgili Zirve Sonuçlarında Kıbrıs konusuna ilişkin yer alan ifadeler, AB’nin tarafsız olamayacağı gerçeğini bir kez daha vurgulamaktadır. 

Öncelikle şu hususa dikkat çekmek isteriz ki, kendi üyelik kriterlerinin hilafına, 20 yıl önce, AB’ye ithal ettikleri bu sorun, 1963’te ortaklık Devletini silah zoruyla ortadan kaldıran Rum liderliğinin Adayı Yunanistan’a bağlama girişimleri sonucu başlamıştır. 

1968’de başlayan resmi müzakereler bugüne kadar sonuçsuz kalmışsa, bunun sorumlusu 1963 yılında gasp ettiği statüyü bugüne kadar sürdürmesine izin verilen Rum liderliğidir. 

Crans-Montana’da, 2017’de bir kez daha çöken ve nihayetinde tüketilen federasyon modelini hala daha dayatmaya teşebbüs etmek, bu modelden rızasını çeken Kıbrıs Türk tarafının iradesini yok saymaktadır. Bu teşebbüs, aynı zamanda, olası bir çabayı da berhava etmeye hizmet etmektedir.

BM Genel Sekreteri’nin 5 Ocak 2024 itibariyle altı ayı aşmayacak bir süre için atamış olduğu Kişisel Temsilcisi María Ángela Holguín Cuéllar’ın tek görevi yeni ve resmi bir sürece geçilebilmesi için iki taraf arasında ortak zemin olup olmadığını araştırmaktır. Holguín temaslarını bu çerçevede sürdürmektedir. BM Genel Sekreteri’nin bu görevle bir Kişisel Temsilci ataması, federasyonun artık herhangi bir uzlaşı için ortak zemin olmadığının da sarih göstergesidir. 

Bilinmelidir ki, Kıbrıs Türk tarafının rızasını çektiği tüketilmiş zeminde herhangi bir süreç olmayacak ve Kıbrıs Türk tarafı başarısızlığı önceden ispatlanmış bir eksersize girmeyecektir. Yeni ve resmi bir süreç ancak ve ancak egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyidiyle ve Nisan 2021 tarihinde Cenevre’de gerçekleştirilen 5+BM toplantısında ortaya koyduğumuz zeminde başlayabilir.

Hal böyleyken, Türkiye-AB ilişkilerini Kıbrıs konusuna dair bir süreçle ilişkilendirmek, Rum pozisyonunu ileri götürmeye yönelik beyhude bir söylemden öteye gitmemektedir. Kıbrıs konusunun çözümsüz kalmasının esas sorumlusu, Rum liderliğinin maksimalist tutumu ve bu tutumun sürmesine destek verenlerdir. 

AB’ni Rum tarafının esiri olmaktan vazgeçmeye ve bundan 20 yılı önce yine bir Konsey kararı ile almış olduğu Kıbrıs Türk Halkına uygulanmakta olan insanlık dışı izolasyonun kaldırılmasına yönelik kararının gereğini yerine getirmeye davet ediyoruz”