Cumhurbaşkanı
Ersin Tatar, BM’ye sundukları altı maddelik öneriyle egemen eşitliğe dayalı yan yana yaşayan iki devletin iş birliği ile bir antlaşma ol
abileceğini ifade ettiklerini belirtti.
Tatar, “Kıbrıs Türk halkının mücadelesini ileriye taşıyabilmek için uluslararası camiada çeşitli temaslarımızda egemenliğimizin önemini ve yürüttüğümüz siyaseti
Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle anlatmaya devam ediyoruz, bütün dünyaya egemenliğimizi haykırıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Radyo Vatan’da “Serbest Kürsü” programına katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Tatar, hızlı yayılan Omicron varyantı dolayısıyla ülkede de vaka sayısında artış olduğuna işaret ederek vatandaşların kişisel tedbirlerini bu dönemde artırmaları gerektiğini yineledi ve pozitifleşen vatandaşa geçmiş olsun dileklerini iletti.
AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN KIBRISLI TÜRKLERE VERİLEN AŞILARIN YETERSİZLİĞİ
Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle yapılan Acil Durum Hastanesi’nin pandemi döneminde yapılan büyük bir yatırım olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, sağlık sisteminde süreçten dolayı ortaya çıkan eksiklikleri, seçimlerden sonra hükümetin öncelikli konu olarak mutlaka ele alacağını kaydetti.
BM raporunda da belirtildiği üzere Avrupa Birliği’nden Kıbrıslı Türklere verilen aşıların yetersizliğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz muhatap olarak AB’yi görüyoruz. AB’ye kendimize düşen payı istediğimizi ilettik” dedi.
“KIBRIS TÜRK HALKI GÜCÜNÜ TÜRKİYE’NİN DESTEĞİNDEN BULUYOR”
Kıbrıs meselesinin özünde yatanın egemenlik konusu olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin garantörlük hakkının geçmişe dayandığını adada söz hakkının olduğuna dair uluslararası antlaşmaların olduğunu kaydetti. “Kıbrıs Türk halkı gücünü Türkiye’nin desteğinden buluyor” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin desteğinin her anlamda Kıbrıs Türk halkı için anlam ifade ettiğini ve bu destek sayesinde bugün bir cumhuriyetimizin ve devletimizin var olduğunu belirtti.
Kıbrıs’ta verilen mücadelenin nasıl bu noktalara geldiğinin bilinciyle, uğruna şehit düşenlere saygı duyan bir siyasi anlayışın önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum-Yunan ikilisinin en büyük hedefinin adayı bir Yunan adası yapmak olduğunu anımsattı.
“AB şemsiyesi altında refah sözleri ile federasyon adı altında üniter bir yapı çerçevesinde oynanan bir oyuna gelmeyeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, eşitlik ve egemenlik temelinde iki devlet gerçeğine dayalı bir antlaşma ile Kuzey’in de Türkiye’nin desteğiyle AB’ye üye olmasının mümkün olabileceğini, AB’ye karşı olmadığını dile getirdi.
“EGEMEN DEVLETİZ. BİR ANTLAŞMADA İKİ AYRI EGEMEN DEVLET ANLAYIŞI YER BULURSA, O ZAMAN BİZ AB’NDE OLABİLİRİZ”
Federasyon oyunuyla Kıbrıs Türk tarafının AB’ye alınmak suretiyle Türkiye ile bağların kopartılmaya çalışıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Egemen devletiz. Bir antlaşmada iki ayrı egemen devlet anlayışı yer bulursa, o zaman biz AB’nde olabiliriz. Ama kuzeydeki egemen devlet olarak Türkiye ile ilişkileri bu anlayışla her zaman devam ettirebilmeliyiz” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteği ile iki devletli çözüm önerisini masaya koyduklarını ve büyük mesafe aldığımızı hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, ancak egemen eşit iki devlet temelinde resmi müzakerelere başlayabileceklerini, yıllardır görüşülen federasyon görüşmelerinden bir sonuç çıkmadığını dile getirdi.
“Bizim eşitliğimiz karşı taraftan kabul görmüyor” diyen Cumhurbaşkanı Tatar; federasyon görüşmelerinde Rum tarafının zihniyetinin, çoğunluğun azınlığı yöneteceği, Türkiye’nin askerinin adadan çekileceği ve uzun vadede adanın bir Helen adası olacağı şeklinde olduğunu gördüklerini ve bunun zaman kaybına neden olduğunu belirtti.
“BM’ye sunduğumuz altı maddelik önerimizle egemen eşitliğe dayalı yan yana yaşayan iki devletin iş birliği ile bir antlaşma olabileceğini ifade ettik” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının mücadelesini ileriye taşıyabilmek için uluslararası camiada çeşitli temaslarında egemenliğin önemini ve yürüttükleri siyaseti Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle anlatmaya devam ettiklerini, bütün dünyaya egemenliklerini haykırdıklarını söyledi.
Türkiye’den aldığı davetlere icabet ederek yaptığı temaslarda Kıbrıs meselesini anlattığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye ile karşılıklı ilişkilerimizin her düzeyde daha da güçlenmesinin öneminin altını çizdi.
Maraş konusunda bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Tatar; Maraş’taki malların vakıflara ait olmasına rağmen İngiliz döneminde hukuksuzluk yapılarak peşkeş çekildiğini anlatarak bir antlaşma olursa Maraş’ın iade edileceği yönünde bir anlayışın geliştiğini ancak Türk tarafınca ortaya konan tüm özveri ve bir antlaşmaya ulaşmak için sürdürülen gayretlerin sonuçsuz kaldığını; Kıbrıs Türk halkına verilen vaatlerin yerine getirilmediğini hatırlattı ve bu nedenle Türkiye ile istişare ettikten sonra iki devletli yeni siyasi vizyonla Maraş açılımının gerçekleştiğini belirtti. Ekonomi için önemli bir adım olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Maraş konusundaki Kıbrıs Türk siyasetinin ise Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden malların eski sahiplerine verilebileceği yönünde olduğunu ifade etti. Maraş açılımının devam edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, altyapı çalışmalarının sürdüğünü ve vatanımızın bir parçası olarak Maraş’ın ülkemize kazandırıldığını söyledi.
Ekonomik gelişmeleri de değerlendiren Cumhurbaşkanı Tatar, dövizdeki artış ve pandeminin getirdiği birtakım olumsuzluklar olduğunu belirtti. Pandemi dolayısıyla hayatın durduğu ve fabrikaların çalışmadığı zamanlardan dolayı dünyada tükenen stokların ve Çin’den gelen tedarik zincirinde sıkıntıların yaşandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, bu sıkıntıların giderilmesi için Türkiye’den Avrupa’ya büyük bir üretim hareketlilik olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, dövizin değer kazanmasına rağmen Türkiye’nin ihracatında artış sağlandığını belirterek birçok alanda bu hareketliliğin
KKTC’ye olumlu yansımalar yapacağını belirtti.
“Halkın mağdur olduğu ve sıkıntılar yaşadığımız doğrudur. Geçmişte de bunlar oldu. Selametle çıktık. İnşallah yine öyle olacak. Umudumuzu yitirmedik. Yine yitirmeyeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, ülkemizin yatırımcı potansiyeli olan bir ülke olduğunu ve sabırlı olmamız gerektiğini söyledi.
“EURO’YA GEÇİŞ MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Euro’ya geçilebilmesi konusu üzerine Cumhurbaşkanı Tatar şunları kaydetti:
“Euro’ya geçiş mümkün değildir. Var olan bütçe açığı büyük ölçüde Türkiye Cumhuriyeti tarafından karşılanıyor. Euro arttık sonra bütçe açığı da artar. Bu açığın finansmanın kaynağı bellidir. Bunların Türkiye ile istişare edilmesi lazım. Euro kullanımı hayat pahalılığını artırır. Aynı bölgede Türkiye ile yoğun temaslar ve ilişkiler olması dolayısıyla aynı para biriminin kullanılmasında büyük fayda vardır.”
Cumhurbaşkanı Tatar, Euro’ya geçiş konusunun dile getirilmesinin Türkiye ile ilişkileri zedelemeye yönelik girişimler olarak nitelendirdiğini ve doğru bulmadığını sözlerine ekledi.