Yaşanan süreci Genel Sekreter’e anlattığını, Genel Sekreter’in de hayretler içerisinde dinleyerek  Hristodulis’e “af çıkarın”  dediğini aktaran Tatar, “Genel Sekreter demek ki rahatsızlık duydu bundan. Hristodulidis ben de bir şey yapamıyorum süreç yargıda dedi” diye konuştu.

Tatar, “Rum Yönetimi’nin af çıkarması halinde biz siyasetimizden vazgeçecek değiliz bunu insani değerler nedeniyle yapmaları gerekir” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde Rum lider Hristodulidis ile bir araya geldiği gayriresmi akşam yemeği ve Kıbrıs konusuna ilişkin BRT’ye özel mülakat verdi.

New York’taki gayriresmi yemekte iki devletli çözümde ısrarcı olduklarını bir kez daha vurguladıklarını belirten Tatar, “Bizim bir duruşumuz, politikamız ve yeni siyasetimiz var ve Türkiye’nin desteğiyle bu süreci yönetmeye çalışıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, mutlak süratte egemenliğin teyit edilmesi gerektiğini vurguladı.

Guterres ve Hristodulidis ile gayriresmi yemeğe işaret eden Tatar, “Biz iki otoritenin, iki devletin işbirliğinde çeşitli konularda buluşmaya hep hazırdık ama üçlü görüşmeyi hep reddetmişim gibi bir algı yaratıldı ki bu asla doğruyu yansıtmıyor” dedi.

-“Hiç yılmadık, bugüne kadar bu siyaseti yürüttük”

İki devletli siyaseti ortaya koyduktan sonra hiç yılmadıklarını ve bugüne kadar bu siyaseti yürüttüklerini belirten Tatar, Türkiye’nin en üst düzeyde desteğiyle yeni siyaseti her platformda ve New York’taki gayriresmi görüşmede dile getirdiklerini söyledi.

Cevdet Yılmaz, "Kanlı Noel" şehitlerini andı Cevdet Yılmaz, "Kanlı Noel" şehitlerini andı

Cumhurbaşkanı Tatar, Genel Sekreter ile yapılan görüşmede “ulusal egemenliğimizin siyasi eşitliğimizin kabul görmesiyle ancak masaya oturacağımızı bir kez daha belirttik” şeklinde konuştu.

-“ Hiçbir zaman görüşmeden, diyalogdan uzak kalmadım”

Tatar, “Biz orada söylemek istediğimizi ifade ettik, iki devletli çözümde ısrarcı olduğumuzu söyledik. Gayriresmi de olsa bu yemekli toplantı tekrardan yeni siyasetimizi anlatmaya bir fırsattı. Hiçbir zaman görüşmeden, diyalogdan uzak kalmadım benim söylediğim resmi görüşmelerle alakalıydı. Resmi müzakerelerde bir çerçeveye oturtulursa bunun dışına çıkamazsınız. BM Güvenlik Konseyi parametreleri önümüze konulsa, tek egemenlik önümüze gelecekti ve bunun dışına çıkamayacaktık. Yeni siyaseti temsil eden bizler asla böyle bir oyuna gelmeyiz. Ancak onlar bu fikirlerinden vazgeçerse bu sürece gireriz” dedi. 

Toplantıda direkt uçuş direkt ticaret konusunu da ele aldıklarını anımsatan Tatar, Rum liderin bu konuları kabul etmediğini aktardı.

“Bizim bir duruşumuz, politikamız, yeni siyasetimiz var ve Türkiye’nin desteğiyle bu süreci yönetmeye çalışıyoruz” diyen Tatar, Kıbrıs müzakerelerine ilişkin bugüne kadar yaşanan süreçle ilgili detayları da paylaştı.

Cumhurbaşkanı Tatar, İngiltere’nin garantör ülke olarak Kıbrıs’ta egemenlik hakkını kullanabildiğine, Kıbrıslı Türklerin ise hala egemenlik haklarını kullanamadığına dikkati çekti.

-“ En sonunda bir çare bulunabilir iki tarafın da yaklaşması halinde olabilir”

Tatar, “Tek vatandaşlık, tek kimlikten bahsediyorlar ve bu sıfır askere kadar giden bir süreçtir. Buna müsaade etmemiz mümkün değil. Biz sadece eşitliğimizi arıyoruz egemen olmadığımız bir coğrafyada varlığımız zaman içerisinde sulandırılır, asimile edilir. Bizim bu yapıyı korumamız gerek ve mutlak süratte egemenliğimizi teyit etmeliyiz. AB çatısı altında iki ayrı egemen iki eşit devlet. Bu coğrafyada hem Kıbrıslı Türkler hem de Rum halkı açısından en iyi şekilde olabilecek olan budur. Yemekte tüm bunları ifade ettim. Genel Sekreter iki taraf arasında farklı pozisyonlarda olunduğu iki ayrı pozisyon ifade etmiştir. En sonunda bir çare bulunabilir iki tarafın da yaklaşması halinde olabilir” dedi.

-“Yapılacak bir görüşmede anavatanlar da olacak. Bu bizim için bir güvencedir”

Kıbrıs Türk tarafının her zaman müzakere yoluyla çözümden yana olduğunu ama şartların önem taşıdığını belirten Tatar, “4 +1 de bir gelişmedir, yapılacak bir görüşmede anavatanlar da olacak. Bu bizim için bir güvencedir. Bu da gayriresmi nitelikte olacak. Tahminen Ocak- Şubat ayında olabilir” dedi.

Tatar, bir Türk- Yunan yakınlaşması söz konusu mu? Bunun Kıbrıs’a yansıması ne şekilde olur? şeklindeki soruya karşılık da, “Yunanistan’a bu durum daha çok yarar. Bundan ekonomik fayda sağlar ve Güney Kıbrıs’a da muhakkak telkinleri oluyordur” dedi.  

Tarihe bakıldığında hep haksızlığa uğrayan tarafın Türk tarafı olduğuna dikkati çeken Tatar, şunları kaydetti:

“Kıbrıs’ta iki ayrı halk iki ayrı devlet vardır. Bizim hakkımızı gasp ederek dünyanın her yerinde Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tüm Kıbrıs’ı temsilen hareket ediyorlar. Bütün niyetleri bizi görünmez hale getirmektir. Alt yönetim haline getirerek asimile olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak bir oyundan bahsediyoruz. Bu oyunu bozacak olan siyasi eşitliğimizdir.” 

-Haspolat Sınır Kapısı konusu…

Tatar, değerlendirmesinde “BM en üst düzeyde iki ayrı pozisyon olduğunu ifade etmiştir yakınlaşmamız gerekir demiştir, diğer önemli konu 4 +1 toplantı olacak olmasıdır. Ayrıca inşallah Haspolat kapısı açılır ve başka kapılar da açılır. Erenköy’den yol geçmesi gibi bazı konular da gündeme geliyor ama güvenlik açısından o bölgede bu söz konusu olamaz” dedi.

Mevcut kapıların daha iyi çalışabilmesi ve süratli geçişlerin olabilmesi için Haspolat kapısının açılmasının iyi olacağını ifade eden Tatar, özellikle ticari araçların Haspolat kapısını kullanabileceğini böylelikle Metahan Kapısı’nın yükünün hafifleyeceğini ayrıca Metahan geçiş kapısında genişletme çalışmalarının da devam ettiğini belirtti. Tatar güneyde de yol genişletme çalışması yapılacağını kaydetti.

-Güney’deki tutuklamalar

Cumhurbaşkanı Tatar, emlak alım satım ve pazarlamasından dolayı Güney Kıbrıs’taki tutuklamalara ilişkin de konuştu. Gayriresmi toplantıda bu konuyu gündeme taşıdığını söyleyen Tatar şunları aktardı:

“Tutuklamalarla ilgili de orada mesai harcadım. Yaşanan süreci Genel Sekreter’e anlattım. Biraz hayretler içerisinde dinlediğini gördüm. Hristodulidis ben de bir şey yapamıyorum süreç yargıda dedi. Konuyla ilgili ne kadar samimi olduğunu sorguladım. Genel Sekreter ‘Af çıkarın’ dedi. Böyle bir şey yapacak olurlarsa biz siyasetimizden de vazgeçecek değiliz bunu insani değerler nedeniyle yapmaları gerekir. Genel Sekreter iki halk arasındaki ilişkilerin daha da artırılması gerektiğine inandığını da bizlere aktardı. Genel Sekreter ‘af çıkar’ dedi, demek ki rahatsızlık duydu bundan. Halkımla paylaşmak istedim”