Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, son günlerde Rum tarafında eski liderlerden birinin kitabı üzerinden başlayan tartışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu. Tatar, bu tartışmaların Kıbrıs Türk halkının haklarını göz ardı eden, geçmişin işe yaramaz ezberlerine dayanan bir yaklaşım olduğunu vurguladı.
Özellikle Kıbrıs sorununun çözümü konusunda geçmişte yaşanan süreçleri hatırlatan Cumhurbaşkanı, Kıbrıs Türk halkının iradesinin sürekli olarak Rum tarafının isteklerine göre şekillendirilmeye çalışıldığını belirtti. 1963 yılından itibaren Kıbrıs Türk halkının izolasyon ve ambargolar altında bırakıldığını söyleyen Tatar, bu durumun temel sebebinin Kıbrıs Türk halkının geleceğini Rum tarafının iradesine bırakmaya çalışan yaklaşımlar olduğunu ifade etti.
"Annan Planı Sürecinde Halkımızın İradesi Hiçe Sayıldı"
Cumhurbaşkanı Tatar, 2004 yılında gerçekleşen Annan Planı referandumlarını örnek göstererek, Kıbrıslı Türklerin plana 'evet' demesine rağmen Rum tarafının 'hayır' diyerek çözümü reddettiğini hatırlattı. Buna rağmen uluslararası toplumun Kıbrıs Türk halkına verilen sözleri tutmadığını ve Rum tarafının çözüm istemeyen tavrının görmezden gelindiğini belirtti.
Annan Planı sonrasında Kıbrıslı Türklerin siyasi iradesine dahi müdahaleler yapıldığını söyleyen Tatar, Rum tarafını tatmin etmeye yönelik adımlar atıldığını ifade etti. Bu süreçlerin en kritik noktalarından birinin 2017'de gerçekleşen Crans-Montana zirvesi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, o dönemde federasyon modelinin kesin olarak tüketildiğini ve bu modelde ısrar etmenin yalnızca mevcut statükoyu sürdürmek anlamına geldiğini söyledi.
"İki Devletli Çözüm Tek Çıkış Yoludur"
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs meselesinde izlenmesi gereken en gerçekçi yolun egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde iki devletin iş birliğine dayanan bir çözüm modeli olduğunu ifade etti. Bu vizyonun, bir taktik veya strateji olmadığını, Kıbrıs Türk halkının hak ettiği geleceği kazanmasını sağlayacak tek çözüm yolu olduğunu belirtti.
Tatar, 4 yılı aşkın süredir bu vizyondan geri adım atmadan mücadele ettiklerini ve Anavatan Türkiye'nin tam desteğiyle Kıbrıs Türk halkının haklarını korumaya devam edeceklerini söyledi. BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde düzenlenecek ikinci gayri resmi toplantıya katılacağını ifade eden Tatar, bu zirvede de Kıbrıs Türk halkının temel insan haklarının tesis edilmesi için mücadele edeceğini vurguladı.
"Kıbrıs Türk halkı barışçıl bir halktır, iş birliklerine açıktır, ancak kendi haklarını dışlayan ve iradesini karşı tarafa teslim edecek süreçlerde yer almayacaktır" diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs meselesinde statükoyu sürdüren yaklaşımların artık terk edilmesi gerektiğini söyledi.
