YEREL HABERLER

Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” ifadesini kullanan Lavrov’a yönelik tepkilerini değerlendirdi

Tatar açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Enosis hedefli olarak 21 Aralık 1963 tarihinde başlayan Rum  saldırıları sonrasında, 15 Ocak 1964 tarihinde başlayan Londra Konferansı ile diyalog sürecine garantör ülkelerin yanı sıra Kıbrıs Türk halkının da temsilcileri yer almıştır. Bunun hemen sonrasında, 26 Şubat-4 Mart 1964 tarihleri arasında gerçekleşen BM Güvenlik Konseyi toplantılarına da, Kıbrıs Türk halkını temsilen dönemin Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf R. Denktaş da katılmıştır. Daha sonra, Kıbrıs konusuyla ilgili olarak gündeme gelen bütün diyaloglarda Kıbrıs Türk halkının yönetimleri ile temsilcileri yer alırken, 1968 yılında başlayan ve bugüne kadar devam eden bütün müzakere süreçlerinde de halkımızın temsilcileri yer almıştır ve halen yer almaktadır. Tüm bunlar yadsınamaz gerçeklerdir ve kendi egemen devletini kuran Kıbrıs Türk halkının her türlü diyalog ile müzakere süreçlerine katılması vazgeçilemez hakkıdır. Sayın Lavrov da açıklamasında bu gerçeğe dikkat çekmiştir.” Rum Yönetimi’nin Lavrov’un, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” ifadesini kullanmasını hazmedemediğini ve buna karşı çıktığını söyleyen Tatar, Rum Yönetimi’nin  tepki ve girişimlerinin hiçbir anlamı, değeri ve geçerliliği olmadığını kaydetti. “Silah zoruyla bir Rum devletine dönüşen ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’, Kıbrıs Türk halkını temsil edemez.  Kıbrıs Türk halkının tek temsilcisi, özgür iradesiyle kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir. KKTC bir gerçektir, vardır ve var olmaya devam edecektir” diyen Tatar, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak bir antlaşmanın yolunun ise egemen, eşit, iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm olduğunu söyledi. Tatar açıklamasında, Rusya ile Ukrayna arasında devam eden sorunların silah, çatışma ve savaşla değil, diyalog yoluyla çözümlenmesi de temenni etti.