Meclis’te idare amiri ve katiplerin seçimine geçildi Meclis’te idare amiri ve katiplerin seçimine geçildi

KKTC'nin 50. yıl dönümünü olağanüstü törenlerle kutladıklarına işaret eden Tatar, "KKTC’de gerçekleşen olağanüstü törenlerde, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla oradan verilen mesajlar çok önemliydi. Beni hep etkileyen, Sayın Cumhurbaşkanı'nın, 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti'nin göz bebeğidir' şeklindeki ifadesidir. Zaten gelişmelere bakıldığında artık Kıbrıs'ta yeni bir siyaset izlenmektedir. Benim 4 yılı tamamladığım cumhurbaşkanlığında Türkiye'nin desteğiyle sunduğumuz yeni siyasetimiz, artık Kıbrıs'ta federasyon meselesi kapanmıştır. Yani Kıbrıslı Rumlarla bir ortaklık cumhuriyetinin artık hiçbir anlamı kalmamıştır. Bütün fırsatlar yitirilmiştir, tüketilmiştir. Her türlü iyi niyetimize rağmen Rum tarafı her kapsamlı görüşme planını, Birleşik Devletlerin sunduğu, hepsine ret oyunu kullanmıştır." dedi.

İki devletli çözüm istediklerini vurgulayan Tatar, "Kuzey Kıbrıs Türk Hükümeti'nin, Kıbrıs Türklerinin kendi devleti ve bağımsızlığının, özgürlüğün, hürriyetinin sembolü olarak oradaki Kıbrıs Türk halkının özden gelen, yani uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan, oradaki 500 yıllık tarihiyle, geçmişiyle, verdiği mücadeleleriyle ayrı bir halk olarak kendi geleceğini tayin etme hakkı vardır. Kıbrıs Türk halkı artık bu yolu kendi devletiyle yürüyebileceğini, Doğu Akdeniz'deki jeopolitik, jeostratejik, güvenlik meselelerine ve gelişmelere baktığımızda artık zaten bunun böyle olması gerektiğini... Çünkü Kıbrıs, sadece Türkiye'den 40 mil uzakta. O kadar yakın ki sabah kalktığınızda Toroslar'ı görürsünüz. Bu taraftan, Türkiye'den baktığınızda Beşparmak Dağları'nı görürsünüz." diye konuştu.

Tatar, "KKTC’nin 3 bin 800 kilometrekare kendi toprak bütünlüğünün kat ve kat fazlası denizde, yani Mavi Vatan'da hakkı vardır. Tabii Mavi Vatan'ın tam üstünde Gök Vatan dediğimiz hava sahasındaki haklarımız, buna bağlı olarak Türkiye Cumhuriyeti ile aramızdaki ilişkilere binaen hem Mavi Vatan'da, Akdeniz'de hem hava sahasında ulusal çıkar ve milli menfaatlerimiz bakımından bambaşka bir coğrafyaya sahip olduğumuzu, bunun büyük potansiyel olduğunu Kırgızistan'da katıldığım Türk Devletleri Teşkilatı'nın toplantısında ifade ettim. Yani KKTC Devleti toprağıyla, deniz yetki alanlarıyla, hava sahasıyla artık tüm Türk dünyasına çok şeyler katabilecek potansiyele sahiptir." açıklamasında bulundu.

- "KKTC'yi tanıtmak için her gün her yerde çalışıyoruz, uğraşıyoruz"

KKTC'yi dünyada tanıtmak istediklerinin altını çizen Tatar, şöyle devam etti:

"KKTC’yi tanıtmak için her gün her yerde çalışıyoruz, uğraşıyoruz. Dünyanın vicdanına kalmış olabilir ama bizim vicdanımızda biz ayrı bir halkız, ayrı bir devletiz ve bağımsızlığımızı çoktan kazanmışız. Çünkü onu hak ettik. Hep söylediğim şey vardır. Bizim arkamızda 85 milyonluk Anadolu Türkiye Cumhuriyeti vardır. Anadolu Türkiye Cumhuriyeti'nin bizleri tanıması, zaten şu kadar ülkeye değerdir. Kırgızistan'da Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları vardı. Dünyaya tekrar oradan çağrısını yapmıştır. Kıbrıs Türk halkına yapılan haksızlıkların bir an evvel son bulması, ambargo ve izolasyonların kaldırılması, KKTC’nin tanıtılması için gerekli diplomatik, ekonomik ve siyasi ilişkilerin Kıbrıs Türk halkıyla kurulması gerektiğini Sayın Cumhurbaşkanı'mız yine ifade etmiştir. Bütün Türk dünyası esasında bunu desteklemektedir. İslam ülkeleri arasında da çok sayıda ülke bizi desteklemektedir ama maalesef ne demiş yine Sayın Cumhurbaşkanı'mız? 'Dünya beşten büyüktür. Daha adil bir dünya mümkündür'. Adaletsiz bir dünyada yaşadığımızı BM'nin Genel Sekreteri kendisi ifade etmiştir."

- "Türkiye ile aramızdaki bağların kopartılması için her türlü oyunu oynamaktadırlar"

Bütün Türk devletleriyle ilişkileri bulunduğuna dikkati çeken Tatar, şunları kaydetti:

"Ancak hepsinin üzerinde çeşitli baskılar var. 'İşte bekleyiniz, şu olacak, bu olacak' diyorlar Batı ülkeleri, özellikle Avrupa Birliği. Avrupa Birliği'nde kim var? Yunanistan var. Kim var? Kıbrıs Rum yönetimi var. Onlar Avrupa Birliği'ni etkiliyor ve Kıbrıs'ta birleşik bir Kıbrıs için hala umutlarını yitirmemişler. 'Sakın ola Kuzey Kıbrıs'ı tanımayınız. Çünkü Kıbrıs'ın geleceği birleşik Kıbrıs'tır. Birleşik Kıbrıs olunca tamamıyla Kuzey ve Güney Avrupa Birliği'nin parçası olacak. Dolayısıyla bu da Kıbrıslı Türkler için daha iyi olacak' şeklinde konuşmaktadırlar. Türkiye ile aramızdaki bağların kopartılması için her türlü oyunu oynamaktadırlar. Dolayısıyla birtakım tehditler, yaklaşımlarla bizim tanınmamız gecikmektedir fakat şu bir gerçektir; Kıbrıs'ta iki halk vardır, iki devlet vardır, iki demokrasi vardır. Bundan da geri dönüş yoktur. Biz kendimizi tanıtmaya, anlatmaya devam ediyoruz. Dolayısıyla böylesine büyük bir mücadelenin içerisinde olan Kıbrıs Türk halkı hiçbir zaman umudunu yitirmeden Kuzey Kıbrıs'ı tanıtmak için her türlü fedakarlığı yapacaktır ve yapmaktadır."