Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulunun 23 Temmuz'daki toplantısına ilişkin özet yayınlandı.

Özette, küresel büyüme görünümündeki sınırlı iyileşmenin yılın ikinci çeyreğinde de devam ettiği, işgücü piyasalarındaki sıkılığın zayıflamaya başladığı ve arz talep dengesindeki normalleşme eğiliminin sürdüğü bildirildi.

Türkiye'nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2024 yılında yüzde 2 artarak 2023 yılındaki yüzde 1,8'in sınırlı oranda üzerinde büyüyeceğinin tahmin edildiği ve küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrini sürdüreceğinin değerlendirildiği belirtilen özette, "Gelişmiş ülkelerin birinci çeyrek büyüme verileri iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanmayı desteklerken, öncü göstergeler söz konusu toparlanmanın daha çok hizmet sektörü kaynaklı olduğuna işaret etmektedir. ABD ekonomisi büyüme eğilimi, diğer gelişmiş ülkelerden olumlu ayrışmaya devam etmiştir. Enflasyonda kalıcı düşüşü sağlamak amacıyla faiz indirim süreçlerinin temkinli yürütülecek olması ve jeopolitik gelişmeler 2024 yılında küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir." ifadesi kullanıldı.

Özette, küresel enflasyondaki düşüş devam ederken ABD'de açıklanan son enflasyon verilerinin hizmet sektöründeki fiyat katılığının zayıflamaya başladığına işaret ettiği, gelişmekte olan ülkelerde (GOÜ) faiz indirimlerinin parasal sıkılığı koruyacak şekilde sürdürüldüğü, bazı gelişmiş ülke merkez bankalarının da faiz indirim süreçlerine başladığı belirtilerek, "Enflasyon görünümündeki iyileşmenin devamı ve hizmet enflasyonuna dair son gelişmeler faiz indirim beklentilerini güçlendirse de gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz indirimlerinde temkinli bir yaklaşım izleyecekleri değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, küresel belirsizliklerle birlikte risk iştahı ve GOÜ'lere yönelen portföy akımları son dönemde dalgalı bir seyir izlemektedir." değerlendirmesinde bulunuldu.

"Mevduat faiz oranlarındaki gerileme sınırlanmıştır"

PPK Özeti'nde, parasal ve finansal koşullara ilişkin şu değerlendirmelere yer verildi:

"Yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirası varlıklara yönelimiyle piyasada oluşan likidite fazlasının mayıs ayında kur korumalı mevduat hesapları ile mevduat ve katılım fonu hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranlarının belirgin olarak artırılmasıyla sterilize edilmesi neticesinde mevduat faiz oranlarındaki gerileme sınırlanmıştır. Türk lirası mevduat faizleri, 28 Haziran haftasından bu yana 20 baz puan gerileyerek 12 Temmuz itibarıyla yüzde 56,16 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde Türk lirası ticari kredi faizleri 31 baz puan azalarak yüzde 60,76 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel tarafta, ihtiyaç kredisi (kredili mevduat hesabı hariç) faizleri 334 baz puan artarak yüzde 77,90 olarak gerçekleşirken, konut kredisi faizleri, yatay seyrini sürdürerek yüzde 44,24 seviyesinde oluşmuştur. Büyük ölçüde kampanyaların durumuna göre şekillenen taşıt kredisi faizleri 12 Temmuz itibarıyla yüzde 54,07'ye yükselmiştir."

"Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir"

Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkilerinin yakından izlendiği belirtilen özette, kredi büyümesi ve kompozisyonu göz önünde bulundurularak makro finansal istikrarı ve parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek şekilde yabancı para kredilere yönelik ek önlemler alındığı, Türk lirası kredilere yönelik düzenlemenin ise korunduğu ifade edildi.

Bu kapsamda, yabancı para krediler için yüzde 2 olan aylık büyüme sınırının yüzde 1,5'e indirildiği, Türk lirası kredilerde yüzde 2 olan aylık büyüme sınırının sabit tutulduğu bilgisi verildi.

Yatırım kredilerine sağlanan istisnanın kapsamı genişletilerek, uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarından sağlanan kaynaklar kapsamında kullandırılan yatırım kredilerinin Türk lirası ve yabancı para kredi büyüme sınırlarından muaf tutulmasına karar verildiği ifade edilen özette, atılan parasal ve miktarsal sıkılaşma adımlarının etkisiyle Türk lirası kredi büyümesinde bir süredir görülen yavaşlama eğiliminin devam ettiği, YP kredi büyümesindeki gerilemenin belirginleştiği bildirildi.

Bu kapsamda, bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalamasının 21 Haziran haftasından bu yana azalarak yüzde 2,91 seviyesinden son toplantı haftasından bakıldığında 12 Temmuz itibarıyla yüzde 1,68 seviyesine gerilediği belirtildi.

Özette, söz konusu azalmaya temelde bireysel kredi kartları bakiyesi büyüme oranındaki gerilemenin katkı sağladığı, aynı dönemde Türk lirası ticari kredilerin sınırlı ölçüde büyümeye devam ettiği ve 4 haftalık büyüme oranlarının ortalamasının yüzde 1,46 olarak gerçekleştiği bilgisi verildi. Bu dönemde kur etkisinden arındırılmış YP ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalamasının getirilen sınırlamaların etkisiyle yüzde 4,13'ten yüzde 1,61'e gerilediği ifade edildi.

"Kur korumalı mevduat hesaplarındaki çözülmeyi hızlandıracak nitelikte politika adımları atıldı"

PPK özetinde, parasal aktarım mekanizmasını desteklemek amacıyla kur korumalı mevduat hesaplarındaki çözülmeyi hızlandıracak nitelikte politika adımları atıldığı belirtilerek, "Bu kapsamda, 22 Temmuz tarihi itibarıyla açılacak ve yenilenecek kur korumalı mevduat hesaplarında uygulanacak asgari faiz oranı politika faiz oranının yüzde 80'inden yüzde 70'ine düşürülmüş ve bankalarca verilen ek getiriler kaldırılmıştır. Ayrıca YUVAM hesaplarının kapsamı yalnızca yurt dışı kaynaklı dövizleri kapsayacak şekilde daraltılmış, TCMB tarafından söz konusu hesaplara ödenen ilave getiri düşürülmüş ve bankalara ödenen komisyonlar kaldırılmıştır." denildi.

"TCMB brüt uluslararası rezervleri, 12 Temmuz itibarıyla 153,8 milyar dolara yükseldi"

TCMB brüt uluslararası rezervlerinin, önceki PPK toplantı haftasından bu yana 10,89 milyar dolar artarak 12 Temmuz 2024 itibarıyla 153,8 milyar dolara yükseldiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi, önceki PPK toplantı haftasından bu yana yaklaşık 20 baz puan düşüşle 22 Temmuz 2024 itibarıyla 259 baz puan seviyesine gerilemiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 22 Temmuz itibarıyla yüzde 10,63 düzeyine, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 23,81 seviyesine gerilemiştir. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana Devlet İç Borçlanma Senetleri piyasasına 1,70 milyar dolar giriş, hisse senedi piyasasından ise 129 milyon dolar çıkış olmak üzere toplam 1,57 milyar dolar net portföy girişi gerçekleşmiştir."

 "Yakın döneme ilişkin göstergeler yurt içi talebin yavaşlamaya devam ettiğini teyit etmektedir"

Özette, yakın döneme ilişkin göstergelerin yurt içi talebin, halen enflasyonist düzeyde olmakla birlikte, yavaşlamaya devam ettiğini teyit ettiği belirtildi.

Mayıs ayında perakende satış hacim endeksinin, aylık ve çeyreklik bazda düşüş kaydettiği anımsatılan özette, aynı dönemde, ticaret satış hacim endeksinde daha yüksek oranlı bir düşüş gerçekleştiği, perakende ticaretin yanı sıra endeksin diğer iki ana kalemi olan motorlu taşıtların ticareti ve toptan ticarette de azalış izlendiği ifade edildi.

Özette, ilk çeyrekte ılımlı artış gösteren hizmet üretim endeksinin, mayıs ayı itibarıyla çeyreklik bazda sınırlı azalış kaydettiği belirtilerek, ikinci çeyrekte imalat sanayi firmalarına yönelik anket verilerinin, iç piyasa siparişlerinde çeyreklik bazda azalış olduğunu gösterdiğini kaydedildi.

Firma görüşmelerinden edinilen tüketim harcamalarına ilişkin tespitlerin de iç talepte yavaşlamaya işaret ettiği aktarılan özette, şu ifadeler yer aldı:

"Diğer yandan, ikinci çeyrekte iki bayram tatili ve bunlarla bağlantılı idari izinler kaynaklı köprü günlerinin yer alması, talepteki yavaşlamanın seviyesi hakkında net bir görüntü alınmasını zorlaştırmaktadır. İkinci çeyrekte kartla yapılan harcamalar çeyreklik bazdaki artışını, hız kesmekle birlikte, sürdürmüştür. Temmuz ayının ilk haftası itibarıyla kartla yapılan harcamalar aylık bazda sınırlı azalırken çeyreklik olarak yataya yakın bir görünüm ima etmektedir. Diğer taraftan, mevsimsellikten arındırılmış olarak tüketim malı ithalatı, haziran ayında azalmakla birlikte halen seviye olarak bir önceki yıl ortalamasının üzerinde kalmıştır. Bu çerçevede, daha yakın döneme ilişkin göstergelerle birlikte tüketim göstergelerine bir bütün olarak bakıldığında, talebin Enflasyon Raporunda öngörülen ölçüde yavaşlamıyor olabileceği değerlendirilmektedir."

"Öncü göstergeler, imalat sanayi kapasite kullanım oranında temmuz ayında bir miktar düşüşe işaret etmektedir"

Özette, mayısta sanayi üretim endeksinin, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 1,7 artarken, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda sınırlı gerilediği anımsatıldı.

Çeyreklik bazda sanayi üretiminin yüzde 3,4 azaldığı aktarılan özette, nisan ayında üretimdeki azalışta Ramazan Bayramı tatilinin idari kararla uzatılması sonucu gerçekleşen köprü günleri de rol oynarken mayıs ayında gerçekleşen telafi niteliğindeki artışın sınırlı olduğu belirtildi.

Özette, "Tipik olarak yüksek oynaklık sergileyen sektörler dışlandığında ise, ikinci çeyrekte sanayi üretimindeki düşüşün genel endeksin ima ettiğinden daha az olduğu değerlendirilmektedir. Öncü göstergeler, imalat sanayi kapasite kullanım oranında temmuz ayında bir miktar düşüşe işaret etmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Mayıs ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdamın, çeyreklik bazda yüzde 0,9 artarak 32,8 milyon kişi seviyesinde gerçekleştiği kaydedilen özette, "Bu dönemde, iş gücüne katılım oranı 0,3 puan artarken, işsizlik oranı 0,3 puan gerileyerek yüzde 8,4 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu çerçevede, temel iş gücü göstergeleri, iş gücü piyasasının ikinci çeyrek itibarıyla gücünü koruduğunu göstermektedir. Anket göstergeleri ise, imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde düşüşe işaret etmektedir." denildi.

Özette, mayısta cari işlemler açığının aylık bazda 1,2 milyar doları olarak gerçekleştiği, yıllıklandırılmış olarak ise 6,5 milyar dolar düşüşle 25,2 milyar dolara gerilediği belirtilerek, söz konusu gerilemede, büyük ölçüde altın ve enerji hariç dış ticaret açığındaki düşüşün etkili olduğu ifade edildi.

Diğer yandan, enerji dış ticaret açığındaki iyileşmenin sınırlı olduğu, altın dış ticaret açığının ise önceki aya kıyasla azaldığı aktarılan özette, bu dönemde, yıllıklandırılmış hizmetler dengesi fazlasının bir önceki aya göre artış kaydettiği belirtildi.

"Yurt dışı borçlanma imkanları, bir önceki aya kıyasla bir miktar iyileşti"

Özette, geçici dış ticaret verilerinin, haziranda mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracatta düşüşe, ithalatta ise artışa işaret ettiği ifade edilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Bu çerçevede, yıllıklandırılmış olarak cari dengede haziran ayında sınırlı bir bozulma gerçekleşebileceği, seyahat gelirlerinin yüksek olduğu takip eden yaz döneminde ise cari dengedeki iyileşme eğiliminin tekrar devreye gireceği öngörülmektedir. Altın ithalatı haziran ayında tarihsel ortalamalarına yaklaşırken, yıllıklandırılmış olarak 21 milyar dolar civarına gerilemiştir. Tüketim malları ithalatı mayıs ayının ardından haziran ayında da azalmakla birlikte mevsimsellikten arındırılmış olarak yüksek seyretmeye devam etmektedir."

Haziran ayına ilişkin geçici dış ticaret verilerinin temmuz ayı için yüksek frekanslı verilerle beraber değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimlerin, ihracatta daha ılımlı olmak üzere hem ihracat hem de ithalatta azalış ima ettiği vurgulanan özette, tüketim malı ithalatının seyrinin, parasal sıkılaştırmanın iç talep üzerindeki etkilerinin değerlendirilebilmesi açısından, çeşitli diğer göstergeler ile beraber yakından takip edildiği bildirildi.

Özette, cari açığın finansmanı tarafında ise, bankacılık sektörünün yıllıklandırılmış uzun vadeli borç çevirme oranının, mayıs ayında yüzde 128 civarında gerçekleştiği belirtilerek, söz konusu oranın, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 100 olduğu, bu çerçevede, yurt dışı borçlanma imkanlarının bir önceki aya kıyasla bir miktar iyileştiğinin gözlendiği kaydedildi.

"Sözleşme yenileme oranının temmuz ayında artmasının da etkisiyle aylık kira enflasyonunun yükseleceğine işaret etmektedir"

Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen öncü göstergeler, sözleşme yenileme oranının temmuz ayında artmasının da etkisiyle aylık kira enflasyonunun yükseleceğine işaret ettiği bildirilen özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Diğer yandan, gerek PÖS mikro verilerinden elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerdeki kira artış oranları gerekse konut değerleme raporları üzerinden takip edilen kira oranları, TÜFE’deki mevcut yıllık kira enflasyonunun altında değerler almaktadır. Bu durum, önümüzdeki dönemde TÜFE’deki yıllık kira enflasyonunun yavaşlayacağını ima etmektedir. Buna karşın, bu kalemdeki yüksek atalet neticesinde kira enflasyonunun yüksek seviyesini koruyarak; dezenflasyon sürecinde, azalarak da olsa, tüketici enflasyonunun seyrinde önemli olmaya devam edecektir."

Özette, ulaştırma hizmetleri fiyatlarının haziran ayında Kurban Bayramı’nın da etkisiyle yüksek bir aylık artış kaydettiği vurgulandı.

Haberleşme hizmetleri fiyatlarındaki artışın cep telefonu ve internet ücretlerinin yanı sıra posta hizmetleri kaynaklı olarak bir önceki aya kıyasla güçlendiği kaydedilen özette, şöyle devam edildi:

"Ayrıca, özel okullara ilişkin ücret güncellemeleriyle eğitim hizmetleri diğer hizmetler alt grubu içerisinde öne çıkmıştır. Geçmiş enflasyona endeksleme eğiliminin yüksek olduğu ve ücret gelişmelerinden de etkilenen özel okul ücretlerinin tüketici enflasyonuna olan etkisinin, fiyat açıklama tarihlerine bağlı olarak, yaz aylarında kademeli olarak yavaşlayacağı değerlendirilmektedir. Öte yandan, eğitim hizmetleri enflasyonunda eylül ayında özel üniversite ücretlerine bağlı fiyat ayarlamalarının etkisinin hissedileceği not edilmelidir."

Yurt içi üretici fiyatlarının haziran ayında yüzde 1,38 arttığı, yıllık enflasyonun düşük bazın da etkisiyle 7,59 puan gerileyerek yüzde 50,09 olduğu bildirilen özette "Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, enerji fiyatları yüzde 2,22 oranındaki yükselişle öne çıkarken, kalan gruplarda aylık fiyat artışlarının başta ara malı olmak üzere daha ılımlı seyrettiği izlenmiştir." ifadesi kullanıldı.

Özette, Uluslararası emtia fiyatlarında nisan ayı sonlarında başlayan gerilemenin haziran ayında da devam ettiği aktarıldı.

Alt kırılım bazında, küresel enerji fiyatlarının yataya yakın seyrettiği, enerji dışı emtia fiyatlarının gerilediği belirtilen özette, şunlar kaydedildi:

"Temmuz ayının ilk üç haftası itibarıyla emtia fiyatları alt grup bazında ayrışmakla birlikte toplamda yatay seyretmiştir. Bu dönemde küresel enerji fiyatları yükselirken, enerji dışı emtia fiyatlarındaki düşüşler devam etmiştir. Özellikle haziran ayında ortalama 82,6 ABD doları seviyesinde olan Brent ham petrol fiyatlarının temmuz ayının ilk üç haftasında 87 ABD doları civarına yükseldiği izlenmiştir."

Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi'nin haziran ayında tarihsel eğilimine yakın seyrettiği belirtilen metinde "Küresel navlun endeksleri son dönemde farklılaşan bir görünüm sergilemiştir. Küresel ve Çin’e yönelik konteyner endeksleri nisan ayı sonrasında artış kaydederken, kuru yük taşımacılık endeksleri görece ılımlı seyrini sürdürmektedir. Yurt içinde tedarikçilerin teslimat sürelerinde mayıs ayında görülen sınırlı artış, haziran ayında normalleşme eğilimi göstermiştir. Sepet döviz kurundaki ılımlı seyrin devamı ile kur kaynaklı baskılar önemli ölçüde azalmıştır. Haziran ayında imalat sanayi PMI verileri gerek girdi gerekse nihai ürün fiyatları endeksinde yavaşlama göstererek, enflasyonist baskıların hafiflediğini göstermiştir." ifadeleri yer aldı.

Özette, temmuz ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre enflasyon beklentileri tüm vadelerde düşüş gösterdiği vurgulandı.

On iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisinin yüzde 31,8’den 1,8 puan düşüşle yüzde 30,0’a; yirmi dört ay sonrasına ilişkin beklentinin ise yüzde 20,3’ten 1,0 puan düşüşle yüzde 19,3 seviyesine gerilediği bildirilen özette, şu bilgiler yer aldı:

"Cari ve gelecek yıl sonuna ilişkin enflasyon beklentileri sırasıyla 0,5 ve 0,1 puan aşağı yönlü güncelleme ile yüzde 43,0 ve yüzde 25,4 olmuştur. Beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 11,5 seviyesinde ölçülmüştür. Enflasyon beklentileri tüm vadelerde gerilese de mevcut seviyeler enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk teşkil etmeye devam etmektedir. Reel sektör beklentilerine bakıldığında haziran ayında yüzde 56,2 olan firmaların on iki ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentisi, temmuz ayında yüzde 55,0’a gerileyerek sınırlı iyileşme göstermiştir. Hanehalkının on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerinde ise aynı dönemde yüzde 71,49’dan yüzde 71,98’e sınırlı bir artış gözlenmiştir. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etmektedir."

"Öncü göstergeler temmuz ayında aylık enflasyonun geçici olarak artacağına işaret etmektedir"

Özette, öncü göstergelerin temmuz ayında aylık enflasyonun, para politikasının görece etki alanı dışında kalan yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamaları ile işlenmemiş gıda fiyatlarındaki arz yönlü gelişmeler neticesinde geçici olarak artacağına işaret ederken, ana eğilimdeki yükselişin nispeten sınırlı kalacağının öngörüldüğü kaydedildi.

Enerji fiyatlarında, meskenlere yönelik elektrik tarifesinde yapılan artış, akaryakıt ve tüp gaz fiyatlarında ÖTV güncellemesi ve şebeke suyu fiyat yükselişine bağlı olarak temmuz ayında belirgin bir artış öngörüldüğü belirtilen özette şunlara vurgu yapıldı:

"Elektrikte ticarethanelere yönelik fiyat artışının, hizmet sektörü fiyatlarını maliyet kanalıyla temmuz ve izleyen aylarda olumsuz yönde etkilemesi beklenmektedir. Akaryakıt fiyatlarındaki artışa istinaden ulaştırma hizmetleri fiyatlarında yukarı yönlü seyir gözlenmektedir. Alkollü içecekler ve tütün grubunda fiyatlar otomatik vergi artışını takiben yükselirken alkollü içeceklerde üretici firma kaynaklı fiyat artışları da görülmektedir. Alkollü ve alkolsüz içecek fiyatlarındaki görünüm, içecek hizmetleri kanalıyla lokanta-otel grubunu da olumsuz etkilemektedir. Ayrıca, tütün ürünlerinde vergi kaynaklı etkinin kısmi bir şekilde nihai fiyatlara yansıtılması sonucu, artış ihtiyacının bir kısmının sonraki aya sarkacağı tahmin edilmektedir. Gıda grubunda temmuz ayında taze meyve ve sebze fiyatları mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıkların da etkisiyle önemli ölçüde yükselirken, taze meyve sebze dışı gıdada daha ılımlı bir seyir izlenmektedir. Öncü veriler, son dönemde döviz kurundaki ılımlı görünüm ve iç talep gelişmelerinin yansımalarıyla birlikte temel mal grubunda fiyat artışının diğer gruplara kıyasla ılımlı seyrettiğine işaret etmektedir. Özetle, öncü göstergeler temmuz ayında aylık tüketici enflasyonunu yukarı çekecek kalemlerin enerji, işlenmemiş gıda, alkol-tütün grupları olduğuna, buna karşın bu grupların dışlandığı çekirdek göstergelerde artışın görece daha sınırlı seyrettiğine işaret etmektedir."

Petrol, doların güçlenmesiyle düşüşünü sürdürüyor Petrol, doların güçlenmesiyle düşüşünü sürdürüyor

Özette Kurulun, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelediğinin altı çizildi.

Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği aktarılan özette, "Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon sürecini güçlendirecektir." denildi.

Özette, kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenmeye devam edileceği vurgulanırken, şu ifadelere yer verildi:

" Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları, gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacaktır. Bu çerçevede, mevcut sterilizasyon araçlarına ek olarak, altın ve döviz karşılığında Türk lirası sterilizasyonu yapılabilme imkânı sağlamak amacıyla satım yönlü altın ve döviz karşılığı Türk lirası swap ihalesi işlemleri duyurulmuştur."

Kurulun, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyeceği ifadelerine yer verilen özette "Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır." ifadesine yer verildi