Basına yapılan katkıların kesilmesini gündeme getirenlere bir tepki de Televizyonlar Birliği’nden geldi. Birlik ‘basın da bir sektördür’ hatırlatması yaptı, ‘Kıbrıs Türk basınının yaşadığı haksız rekabeti ortadan kaldırın’ çağrısında bulundu. “Haksız rekabetin giderilmesi için bugüne kadar yaptığımız hiçbir öneri, ‘haklısınız’ denilmesine rağmen hayata geçirilmedi. Gerek uydu katkısı, gerekse geleneksel basın desteği bu nedenle ortaya çıktı. Yoksa kimse hükümetten para istemedi. Aksine, haksız rekabet koşullarını ortadan kaldıramayan hükümetler, bunu telafi etmek adına katkı verme yönüne gitti.” Kıbrıs Türk Televizyonları Birliği, son günlerde siyasi platformlarda yeniden gündeme gelen basına dönük devlet katkısı konusunda kaygılarını dile getirdi. Geleneksel yazılı basına belirli kriterler çerçevesinde yapılmakta olan ve miktar bakımında cüzi katkının kesilmesine dönük açıklamalara dikkat çekilen açıklamada “Bu yazılı basınımıza çok büyük bir darbe olacaktır. Hükümetin görevi demokrasinin olmazsa olmazı ve var oluş mücadelemizin sigortası basını susturmak değil, aksine ona sahip çıkmak olmalıdır” ifadelerine yer verildi. Hükümetlerin çeşitli sektörlere hibe, sübvansiyon, katkı adı altında yüz milyonlarca liralık meblağlar dağıtmakta olduğuna, kamusal yayıncılık için bütçede yüklü miktarlar ayrıldığına dikkati çeken Televizyonlar Birliği, basın sektörünün de bu ülkede istihdam sağlayan bir meslek alanı olduğunu anımsattı. Gerek geleneksel medya için, gerekse TV yayınları için devlet bütçesinde gerekli kaynağın ayrılmış odluğunu, bu konuda geçmişte mecliste uzun uzadıya konuşmalar yapıldığını ve tüm siyasal partilerin görüş birliğinde olduğuna işaret edilen açıklamada şunlar kaydedildi: “130 küsur yıldır var olan Kıbrıs Türk medyası son derece haksız bir rekabet altındadır. Hükümet edenler bunu çok iyi bilmelerine rağmen, bu haksız durumu ortadan kaldırmak için hiçbir adım atmıyorlar. Bugüne kadar yaptığımız hiçbir öneri, ‘haklısınız’ denilmesine rağmen hayata geçirilmedi. Gerek uydu katkısı, gerekse geleneksel basın desteği bu nedenle ortaya çıktı. Yoksa kimse hükümetten para istemedi. Aksine, haksız rekabet koşullarını ortadan kaldıramayan hükümetler, bunu telafi etmek adına katkı verme yönüne gitti. Bu gerçekleri herkese hatırlatma ihtiyacı hissediyoruz.” Gerek yazılı, gerekse görsel medyaya hükümetin sahip çıkması gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, her anlamda ‘sahipsiz’ bırakılan basın yayın kuruluşlarının giderek güçsüzleştiğini, sektörde birçok insanın işini kaybetmekte, kurumların teknik ve kadro bakımından gerilemekte olduğu ifade edildi. Açıklamada, KKTC’deki özel TV’lerin çok kritik bir noktada bulunduğuna da ayrıca dikkat çekilerek şunlar kaydedildi: “Analog yayınlar, ilgili frekanslar GSM operatörlerine tahsis edilmek üzere kapatıldı. DVT, yani karasal dijital yayınlar ülkenin birçok yerine ulaşmadığı gibi, kanallarımızın birçoğu orada da yoktur. İzleyiciye ulaşmak için bırakılan tek mecra Türksat uydusudur ve onun da yayın kalitesi iyice düşürülmüştür. Şimdi Türksat katkısı da kesilirse, özel TV’lerimiz tamamen susacaktır. Eğer istenen buysa, ekranlar yakında tamamen kararacak demektir. Bunun sorumluluğu ülkeyi yönetenlere ait olacaktır.”
Editör: TE Bilisim