Bütçeye yüzde 70 artış yapılırken Dışişleri Bakanlığı’na yüzde 20 civarı bir artış yapıldığına değinen Toros, hiç geç kalmadan bu durumun düzeltilmesi gerektiğini kaydetti.
Toros, şu an gerek sayısal gerek nitelik açısından yetersiz kalan kapasitenin, mevcut bütçe çerçevesinde mevcut konumunu dahi korumakta zorlanacağını dile getirdi.
Kıbrıs’ı çevreleyen jeopolitik gelişmelere işaret eden Toros, “Kıbrıs sorunu ve onun mağduru olan Kıbrıs Türk halkı sürekli olarak derinleşen bir sosyal kültürel ve ekonomik erozyon etkisi altındadır ve bununla birlikte uluslararası toplumdan ve uluslararası hukuktan tecrit edilmiş olmamız, Kıbrıs'ın kuzeyini adeta bir suç faaliyeti cenneti bir yozlaşma örneği ve istikrarsızlığa boğmuştur” dedi.
Kıbrıs sorununun çözümünde Türk tarafının sahip olduğu moral üstünlüğün zedelendiğini dile getiren Toros, bunun süreçlerin başarısızlığa uğramasında en büyük payı olan Kıbrıs Rum liderliğinin ekmeğine yağ sürdüğünü kaydetti.
Müzakerelerin 60 yıldır sürmediğini, müzakerelerin anlamı olarak Annan Planı taraflara sunulduğu günden Crans Montana Konferansı’na kadar devam ettiğini ifade eden Toros, şu anda ateşkes konumunun devam ettiğini söyledi.
Hiçbir barış sürecinin kesin bir takvim belirlenmeden sonuca varmadığını dile getiren Fikri Toros, bir takvim belirlenmesi ve sonuç odaklı ilerlenmesi gerektiğini ifade etti.
“7 Aralık 2023 tarihli Atina Deklarasyonu tahtında iyi komşuluk ve dostane ilişkiler temeli Türkiye Yunanistan yakınlaşması ve Doğu Akdeniz'de devam eden değişken jeopolitik gelişmeler, tüm zorluklara rağmen Kıbrıs sorununa yönelik çözüm çabalarla yeni bir hizmet kazandırdı” diyen Toros, “Ocak 2024 ayında bir kişisel temsilcinin atanmasını takiben 15 Ekim'de New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ev sahipliğinde gerçekleşen gayriresmi liderler toplantısı, çözüm çabalarının yeniden canlandığına dair fiili işaretlerdir” diye konuştu.
Toros, “Önümüzdeki aylarda garantör ülkelerin de katılımıyla genişletilmiş formatta bir gayriresmi toplantının gerçekleştirilecek olması, yeni geçiş noktaları üzerinde çalışmalarının devam ediyor olması ve yerel sorunların ele alınacağı liderler arası diyalog niyetinin belirtilmiş olması, doğru yolda atılan küçük fakat olumlu adımlar olarak değerlendirilmelidir” dedi.