RUM BASINI

"Türk diplomasisi tam atak durumda"

BM Genel Sekreterliği’nin iki düzeyde, Genel Sekreter’in Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi ve Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart eliyle “ara bölgede Türk taleplerini yerine getirme eğilimli simyaları (Bir şeyi başka bir şey dönüştüren düşsel güç) olduğunu öne sürdü. Gazete edindiği bilgilere dayanarak, Stewart’ın, Barış Gücü’nün Gazimağusa ve Lefke’deki iki kışladan çıkarılmaması için, KKTC ile Barış Gücü arasında askeri iş birliği statü anlaşması (SOFA) imzalanması talebini kısmen de olsa yerine getirmek amacıyla “Barış Gücü’nün ara bölgedeki yetki ve sorumluluklarını tarif eden bir operasyonel belge hazırladığını yazdı. Gayriresmî not şeklinde ve KKTC ile BM arasında anlaşma/memorandum imzalanması şartını gerektirmeyecek olmasına rağmen “operasyonel belgenin, Türk taleplerini yerine getirme hedefini ortadan kaldırmadığı” yorumunu yapan gazete, bu notun bir dereceye kadar, BM’nin ara bölge memorandumunu (aide memorie) gündeme getiren ve iki tarafça da reddedilen fikirlerine dayandığını yazdı. Türk tarafının Çetinkaya Spor Kulübü'ne ait Taksim Sahası’nın etrafını 6 metre yükseklikte tellerle çevrelemeye hazırlandığını, bu niyetini Barış Gücü’ne ilettiğini, buna özde itiraz etmeyen Barış Gücü’nün tellerin uzunluğunun 2-3 metre olmasını istediğini yazan gazete, Rum yönetiminin hem operasyonel metne hem de Taksim Sahası’nın etrafının tellenmesine itiraz ettiğini ekledi. BM Genel Sekreter Yardımcsıı Miroslav Jenca’nın, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e belgenin gayriresmî olacağını ve BM ile KKTC arasında anlaşma imzalanması gereği kalmayacağını söylemesine rağmen “BM ile KKTC arasında toprağa dair operasyonel iş birliği tanımının, KKTC’nin siyasi açıdan yükseltilmeye çalışıldığını, BM’nin de müsamaha tavrı güttüğünü” gören Rum yönetimini kaygılandırdığı vurgulandı. Habere göre Rum yönetimi BM Barış Gücü’ne “ara bölgede, yetki aşılarak KKTC’ye verilen noktasının tellenmesinin, tellerin boyu meselesi değil esas meselesi olduğunu, gerek 6 metre gerek 2-3 metre olsun, tel çekilmesinin doğrudan KKTC hatlarının ara bölgede genişlemesine gönderme yaptığı” görüşünü iletti. Ayrıca, bütün bu çaba Güven Yaratıcı Önlemler çerçevesinde olsa ve Çetinkaya Stadı iki toplumlu etkinlikler için değerlendirilse itirazı olmayacağını” da iletti. KKTC ile BM arasında SOFA imzalanması talebini Türkiye’nin, KKTC’nin statüsünü uluslararası örgütler aracılığıyla yükseltme çabasına bağlayan Fileleftheros, “Ankara Sahte Devlet İçin Tam Atak Durumunda… BM-İşgal Bölgeleri Ayrı ‘Uzlaşısına’ Stewart Formülü” başlıklı haberinde, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olması örneğini de vererek şunları yazdı: “Türkiye bir adım ileri atıyor, Kıbrıs Cumhuriyeti otomatikman iki adım geride kalıyor. Türk diplomasisi tam atak durumda, perde önünde ve arkasında hareket ederek her istikamete sahte devletin yükseltilmesi için baskı yapıyor.” Gazete Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın emriyle uluslararası konjonktürü, özellikle de Ukrayna meselesinde oynadığı rolü kullanarak çabalarını artırdığını ve Erdoğan’ın KKTC’nin tanınması argümanını Türk yüzyılı ve Türk Baharı ile özdeşleştirdiğini kaydetti. Rum yönetiminin AB, ABD, İngiltere ve Çin’den bu gelişmeleri önlemelerini istediğini ancak başaramadığına dikkat çeken gazeteye göre Rum yönetimi, üçüncü ülkelerden de yardım istedi. AB-Kırgızistan görüşmesini “durdurabilecek ve bu ülkenin veya diğer Türk devletlerinin bundan sonra atacakları adımı belirleme şansı varken görüşmenin (AB-Kırgızistan) 15 Kasım’da yapılmasına rıza gösterdi. İş burada da kalmadı ve AB-Orta Asya devletleri yıllık görüşmesi Borrell eliyle gerçekleşti. Dolayısıyla “elindeki Avrupa enstrümanını değerlendiremedi.”