Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsviçre’nin Cenevre kentinde 9-12 Ocak’ta yapılacak Kıbrıs müzakerelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin Kıbrıs’ta kalıcı, adil ve iki tarafın da eşit haklarını koruyan, 11 Şubat 2014’teki Ortak Açıklama metni çerçevesinde çözüme ulaşılması için samimi gayret sarf ettiğini belirtti. Türkiye’nin KKTC yönetimiyle yakın işbirliği içinde olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, Türkiye’nin Kıbrıs konusunda çözüm için her zaman herkesten bir adım önde olduğunun altını çizdi. Türkiye’nin çözüm için “her türlü tavizi verme” anlayışında olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, bir çözüm olacaksa iki tarafın da ortak anlayışı olması gerektiğini söyledi. Görüşmelerin tekrar takvim belirlenerek devam ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, ancak 4 fasılda mesafe kat edilmemesinin, Rum tarafının yaklaşımını gösterdiğini anlattı. Çavuşoğlu, şunları kaydetti: “Bizim anlayışımız ortada ama Rum tarafının da bu iradeyi ortaya koyması gerekiyor. Birçok fasılda daha açık noktalar var, bunlara odaklanmak yerine Türkiye’nin garantörlüğü ve güvenlik konularını gündeme getiriyorlar. Bu son derece yanlıştır. Kıbrıs Türk halkı da Türkiye’nin garantörlüğünün devam etmesini istiyor. Kendisini güvende hissetmek istiyor. Bizim için tabii ki iki tarafın da güvenlik endişesi önemli, bir anlaşma olacaksa. Ama Kıbrıs Türk halkının güvenlik ve diğer konulardaki hassasiyetleri bizim için de çok önemlidir.” AB’nin Kıbrıs müzakerelerine yeterince destek verip vermediği sorusuna da Çavuşoğlu, “Tabii AB bu süreçte masada olmadı. Yani desteğini söylüyor ama bir kere buradaki anlaşmanın birincil hukuka dahil edilmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu. Çavuşoğlu, suistimaller olmaması için bunun gerekli olduğunu söyledi. ABD’de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’i ziyaretinde bu konuyu da görüşeceklerini dile getiren Çavuşoğlu, “Biz her yerde net tutum sergiliyoruz, çözüm konusunda da, güvenlik ve garanti konusunda da bizim tutumumuz nettir. Ama seçim atmosferine girerse, Rum tarafının bu anlaşma konusunda hangi tutumu sergileyeceği konusunda soru işaretlerimiz var. Şu anda çözüme karşı olan üç tane siyasi parti mevcut. Biz yapıcı yaklaşıyoruz, yapıcı yaklaşmaya da devam edeceğiz. Ne Annan’da ne de bu süreçte Mont Pelerin’de masadan kalkan, kaçan biz olmadık. Çünkü biz kendimize de güveniyoruz, tezlerimiz son derece nettir. Bu anlayış olursa çözüm olur. BM, KKTC’nin ve Türkiye’nin bu konudaki tutumunu biliyor ve her zaman da takdir ettiklerini de vurguluyor.”
Editör: TE Bilisim