KIBRIS

Veteriner Hekimler Birliği: "Temasa bağlı bulaşma söz konusu değil"

Kıbrıs Türk Veteriner Hekimler Birliği, Mavi Dil hastalığının, ağır ekonomik kayıplara yol açacağı göz önünde bulundurularak, Genel Tarım Sigortası Fonu tarafından güncel damızlık küçükbaş hayvan ücretinin yüzde 100 oranı dikkate alınıp, tazmin edilmesi gerektiğini savundu.

Birlik Başkanı Burak Toksoy yaptığı yazılı açıklamada, Mavi Dil virüsünün (Bluetongue virus, BTV) başta koyunlar olmak üzere çift tırnaklı hayvanlarda önemli ekonomik kayıplara yol açan virütik bir hastalık olduğunu ifade ederek, şiddetli klinik bulgu görülen hayvanlarda, ağız içerisinde dilde siyanotik yani maviye yakın renk değişiminin hastalığın karakteristik semptomu olduğunu kaydetti.

Hastalığın dünyada yaygın olarak görüldüğünü ve Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) tarafından "ihbarı mecburi" hastalık olarak ele alındığını belirten Toksoy, hastalığın şiddetinin, virüs türüne, hayvan ırkına ve çevresel stres faktörlerine göre değişebildiğini ifade etti.

Hastalığın görüldüğü çiftliklerde ağır ekonomik kayıplara yol açtığına dikkat çeken Toksoy, bunun başlıca sebeplerinin klinik bulgu görülme oranının yüksek olması, gebe hayvanlarda düşükler, doğuran hayvanların yavrularında anomaliler gelişmesi olarak sayılabileceğini kaydetti.

Mavi Dil Hastalığının bulaşmasının, virüsün biyolojik vektörü olan Culicoides cinsi sokucu sineklerle (tatarcık-küpdüşen) gerçekleştiğini ifade eden Toksoy, şöyle devam etti:

“Direkt ve/veya hasta hayvan ile temasa bağlı bulaşma söz konusu değildir. Salgınlar mevsimsel karakterde özellikle yaz sonu, erken sonbahar aylarında yoğunlaşır. Culicoides cinsinde yaklaşık bin civarında sinek türü bulunmasına karşın, sadece 30 tanesinin BTV için vektörlük yaptığı bilinmektedir. Sinekler, enfekte hayvandan kan emdikten sonra 7-10 günlük inkübasyon süresinden sonra diğer hayvanlara bulaştırmaya başlar. “

Evcil hayvanlar arasında en ağır klinik bulgu gösteren türün koyunlar olduğunu belirten Toksoy, “Koyunlarda vaka ölüm oranı (letalite) yüzde 100'e ulaşabilir” dedi.

Mavi Dil hastalığının, dünyada ve ülkede ihbarı mecburi hastalıklar listesinde yer aldığını, hastalık kontrol çalışmalarında vektör sinek mücadelesi ve aşılama uygulandığını kaydeden Toksoy, hastalıkla mücadelede özellikle enfeksiyon görülen bölgelerde hayvan hareketlerinin kontrol altında tutulması ve mümkün olduğu ölçüde bölgesel vektör/sinek mücadelesi yapılmasının önerildiğini belirtti.

Toksoy, karantina kurallarına uymayan üreticilere Veteriner Dairesi tarafından Hayvan Sağlığı Yasası tahtında idari para cezası ve idari önlem uygulanması yoluna gidilebildiği uyarısında da bulundu.

-“Hasta veya hastalıktan şüpheli hayvanların eti, sütü veya direkt teması ile insana bulaşması imkansız”

Hastalığın zoonoz (hayvandan insana bulaşan) bir karakterde olmayıp, sadece canlı hayvanlardan vektör sineklerin kan emmesi yolu ile sağlıklı hayvanlara bulaşabildiğini vurgulayan Toksoy, “Hasta veya hastalıktan şüpheli hayvanların eti, sütü veya direkt teması ile insana bulaşması imkansızdır” dedi.

-“Hastalık, İskele, Ziyamet, Gazimağusa, Vadili, Geçitkale ve Lefkoşa Kaza Dairesi sorumluluk alanlarında görüldü”

Birlik Başkanı Toksoy, Birliğe gelen ihbarlara göre; hastalığın Eylül ayı başından bugüne kadarki süreçte, İskele, Ziyamet, Gazimağusa, Vadili, Geçitkale ve Lefkoşa Kaza Dairesi sorumluluk alanlarında görüldüğü, 120’den fazla işletmeye karantina uygulandığı ve bu işletmelerde 200’den fazla küçükbaş hayvanın öldüğü yönünde olduğunu kaydetti.

Burak Toksoy, özellikle küçükbaş hayvanların yıl içindeki gebelik döneminde ortaya çıkan Mavi Dil hastalığının, ağır ekonomik kayıplara yol açacağı göz önünde bulundurularak, Genel Tarım Sigortası Fonu tarafından güncel damızlık küçükbaş hayvan ücretinin yüzde 100 oranı dikkate alınıp, tazmin edilmesi gerektiği görüşünü belirtti.

Toksoy, Mavi Dil hastalığının ülke PDO Hellim Tescili çalışmalarını ve süt ve süt ürünlerinin Yeşil Hat Tüzüğü aracılığı ile Avrupa’ya ve/veya diğer ülkelere ticaretini olumsuz etkileyebilecek bir hastalık olmadığını, sınır tanımaksızın tüm Güney Kıbrıs’ta, diğer Avrupa ülkelerinde ve hatta tüm dünyada görülebilen bir hastalık olduğunu ifade etti.

-“Veteriner Dairesi kadroları güçlendirilmeli”

Hayvan sağlığı risklerinin ciddi ekonomik kayıplara yol açabileceğinin ve toplum ve çevre sağlığına da direkt olumsuz etkisi olduğunun artık ciddiyetle dikkate alınması gerektiğini kaydeden Toksoy, bu bağlamda, ivedi olarak Veteriner Dairesi kadrolarının güçlendirilmesi adına eksik ilk atama ve yükselme yeri kadroları için münhallerin ilan edilmesi gerektiğini belirtti.

Toksoy, “Veteriner hekimlerin, resmi makamların faaliyetlerinde, denetim ve kontrol noktalarında bağımsız ve baskısız hareket kabiliyetlerinin artırılması da sağlanmalıdır” dedi.