ÖZEL HABER
Hayatının çoğu kısmını mahkemede geçiren
tefeci ve çökmeci
Tekin Arhun Ağır Ceza davasında sona gelindiği şu dönemlerde iyice köşeye sıkışmış durumda. Avukatlarının da bugüne kadar yaptığı savunmalar tutmayınca polise iftira atma argümanını geliştirdiler.
ARHUN KESENİN AĞZINI AÇTI
Bugün Yüksek İdare Mahkemesi’nde görüşülecek olan davayı etkilemek için bazı satılık kalemlere kesenin ağzını açan Arhun,
bu oyunlarla yargıyı etkileyeceğine inanmakta!
Şu sıralar satılık kalemlere de kesenin ağzını açtığı öne sürüldü.
ÜLKEDE GÜVENİLİR GAZETECİ ÇOK AZALDI
Son olarak
Kıbrıs gazetesi yazarlarından
Hasan Hastürer’in “Hukukçu ve Yazar
Faruk Erem’in, “Suçluyu kazıyınız, altından insan çıkar” cümleler ile köşe yazısına başlayarak, Tekin Arhun’un neredeyse ülkenin en büyük hayırseveri gibi lanse ettirmeye çalışmasının arkasında Tekin Arhun’la beraber yiyip içtikleri ve çok yakın oldukları ortaya çıktı. Toplumda yazıyı okuduktan sonra gazetemize Hastürer’in bu köşe yazısını gönderen okuyucular “Yılların gazetecisi Hasan Hastürer’e bu hiç yakışmadı”
“Emekli olmaya yakın kendi güvenirliğini bitirdi”
“Tekin Arhun gibi bir sahteciyi açıkça bu şekilde savunmak için ne aldı?” diyerek, ülkede güvenilir gazeteci çok azaldı “Yazıklar olsun” dediler.
HİÇBİR DURUŞMAYA GELMEDİ!
Gazeteciliğinin son yıllarına gelen Hasan Hastürer, dava süreci ile tek bir duruşmaya bile gelmezken bu kadar geniş şekilde sadece aldığı telkinlerle dava konusunu çarpıtarak yazması ve bugüne kadar Tekin Arhun konusu ile ilgili tek kelime yazmaması da dikkat çeken diğer detaylar arasında yer aldı.
POLİSE İFTİRA ATMAYA ÇALIŞTI
Yuvarlak cümlelerle polise iftira atmaya çalışan ve Arhun’u haklı göstermeye çalışan Hastürer’e
Polis camiasından da ciddi tepkiler geldi.
Bir gazeteci olarak Tekin Arhun’un “Ne mal olduğunu” bilmiyormuş gibi davranarak kendisini toplum önünde küçük düşürdü.
İŞTE HASTÜRER’İN O YAZISI VE ARHUN’LA FOTOĞRAFI
Hukukça ve Yazar Faruk Erem’in, “Suçluyu kazıyınız, altından insan çıkar” sözünden yola çıkarak yazdığı Bir Ceza Avukatının Anıları, senaryolaştırılarak, sahnelenmişti.
1985 yılında Ankara Sanat Tiyatrosu’nda izlemiştim.
Aradan 48 yıl geçti, oyunu, dün gibi anımsıyorum.
Oyunda, özetle, hatalı mahkumiyetler aktarılıyordu…
***
Adalet yerini bulacaksa, suçlu cezalandırılacak.
İsterseniz bu cümleyi, azıcık farklı yazalım.
Adalet yerini bulacaksa, suçlu olmayan, cezalandırılmayacak.
Bizdeki yargı sisteminde, suçu kanıtlamak, iddia tarafına aittir.
Masumiyetini kanıtlama, suçlanana ait değildir.
Böyle olan yargı sistemleri de var.
***
Bizler yargı sistemimizi, neredeyse yıkılmayan son kalemiz gibi görürüz.
Öyle midir?
Çok çok büyük ölçüde öyledir.
Yargı dendi mi, akla ilk gelen, yargıçlar yani hakimlerdir.
Dıştan bakıldığı zaman, öyle görünür.
Peki gerçekten öyle mi?
Bir yere kadar öyledir.
Yargıç ya da yargıçlar, mahkeme huzuruna gelen, ifade edilen, belgelerle kanıtlananları, sabırla dinler, hakem değil, hakim olarak karar verir.
Son sözlerden sonra mahkeme, kararın açıklanması için, ertelenir.
Kararın açıklanması kadar, gerekçe de elbette çok önemlidir. Yargıç, gerekçe yazmasa, keyfine göre mi karar verecek?
***
Yalın olarak yazımı sürdüreyim.
Bir suç iddiası varsa, polis olaya el koyar ve tahkikat başlar.
Tahkikatla görevlendirilen polis, ilk günden başlayarak, tahkikatın her aşamasında elde ettiği ifade, belge ve bilgiler en başta olmak üzere, ne varsa, ne yaparsa İş cetveline, sıra ve belge numarası ve de sayfaların adedine kadar yazar. İş cetveli, tahkikatın, saydamlığı, açıklığı ve hesap verilebilirliği bağlamında, tahkikatın ya da adaletin yerini bulmasında hayati önem taşır. Bir anlamda İş Cetveli, tahkikatın aynası gibidir.
İş cetvelinin, tutulma kuralı, araya, geriye dönük bilgi, belge ve ifade sokuşturulmasını önler.
İş cetveli, tutulma kuralı çiğnenirse, bir anlamda evrak sahteleme suçu işlenmiş olur.
Böyle bir şey olabilir mi?
Keşke ASLA OLAMAZ diyebilsek.
Polis Teşkilatımızın güvenilirliğine olumsuz etki yapmak istemem. Ancak, tahkikat aşamasında olmaması gereken, pek çok şaibeli işlemin yapıldığını, öncelikle, polis teşkilatında bilenler vardır.
Geçmişte polis içerisinden, birinci ağızdan dinlediklerimiz yok değil.
***
EBİ Elektronik Bilgisayar İnşaat ve Turizm Yatırım Ticaret ve Sanayi A.Ş. tarafından 5 Haziran – 7 Temmuz 2006 dönemini kapsayan rapor içeriğinde değişiklikle, sahtecilik yapıldığı iddiasıyla, 2014 Mart ayında, araştırma başlatılması talebinde bulunuldu.
İş İnsanı Tekin Arhun, suçlananlardan biri.
2014 yılında tamamlanan tahkikatla ilgili dava 2022 yılında dosyalandı.
On yıl sonra dava, Ağır Cezada ele alınma aşamasındayken, 16 Mart 2023 Perşembe günü, Tekin Arhun tarafından polise yapılan şikayette tahkikatta yapılan usulsüzlüklerin araştırılması ve tek taraflı, kurgu tahkikatla adil yargılamaya gidilmesinin mümkün olmayacağı ifade edilmiştir.
***
Yargısız infaza, her düzeyde karşı olan bir anlayıştanım.
Bu konuda da, yargısız infaz nitelikli bir yaklaşım ortaya koymam olası değil.
Ancak, tahkikata ciddi gölge düşürdüğü iddia edilen, iş cetvelindeki, ciddi ipuçları mutlaka yargı huzurunda açığa çıkarılmalıdır."
Plakadaki YGO 001’in anlamının “YE DE GORKMA” olduğu ifade edildi.