İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, İkamet ve Vizeler Tüzüğü’nün tamamen kayıtlılığı sağlamayı ve hereksin uzun yıllardır tartıştığı sorunları gidermeyi amaçladığını belirterek, yoksa kimseye yabancı oluşundan veya ülke yurttaşı olmamasından ötürü bir ayrımcılık yapılmadığını belirtti. Baybars, “Yeni sistemle birlikte herkesin daha güvenli ve rahat yaşamasını sağlayacak bir uygulamaya geçilecek” dedi. Bakanlık Basın Bürosundan verilen bilgiye göre, Baybars, BRT’de Birinci Boyut programına konuk oldu. İçişleri Bakanı Baybars, gündeme dair soruları yanıtladı ve bakanlığın yürüttüğü çalışmalar hakkında da bilgi verdi. İçişleri Bakanı Baybars, 23 Ekim’de yürürlüğe girecek olan İkamet İzinleri ve Vizeler Tüzüğü ile neyin amaçlandığı, yeni uygulamanın getirdiği sistemin ne olacağı konusunda açıklamalarda bulundu. İkamet ve Vizeler Tüzüğü ile getirilen düzenlemelerin aslında dünyanın her yerinde, her ülkenin muhaceret işlemleri, ülkedeki yabancı kişilerin yani vatandaş olmayan kişilerin oturumlarıyla ilgili kriterleri düzenlediğini belirten Bakan Baybars şöyle konuştu: “KKTC’nin dış dünya ile olan bağı ve o anlamdaki tanınmışlık sorunu nedeniyle vize uygulanan ülkeler veya vize verip uyguladığımız ülkeler çok fazla yok. Sadece Nijerya, Ermenistan ve Suriye’ye vize uygulamamız var. Bu uygulama, kapıda vize ve yurtdışında vize olarak geçiyor. Tüzükte vize ile ilgili seyahat belgelerini, alınacak vizeleri, kapıda vize uygulamasını, konsolosluklarda vize uygulamasının nasıl yapılacağını ilk kez tanımladık. Bu kadar yıldır tanımlı hiçbir şeyimiz yoktu. Genelgeler üzerinden yürüyen bir sistem vardı. Bu da çok doğru bir şey değildi. Biz bunu bir hukuki belge haline çektik ve bir mevzuatın parçası haline getirdik.” Bakan Baybars, vize düzenlemelerinde AB ve dünyadaki kriterlere bakılarak bu çalışmaların tamamlandığını ifade ederek, bununla birlikte bir de tüzükte ülkede İkamet edecek yabancılar için yapılan düzenlemelerin olduğuna ve bunun da ilk kez belli kriterlere bağlandığına dikkat çekti. UZUN SÜRE İKAMET EDECEKLER İÇİN KRİTERLER BELİRLENDİ Ülkede turist vizesi dışında uzun süre ikamet edecek olanlar için de ikamet kriterlerinin belirlendiğini belirten Bakan Baybars, ikamet izinlerinden murat edilenin, ülkede turist olma statüsü dışında bir statüye sahip olarak kalacak kişilerin burada yaşama koşullarının düzenlenmesi olduğunu belirtti. Bakan Baybars, bu konuda da şöyle dedi: “İkamet izinleri bir nevi düzenliydi. Çalışma izniyle ülkeye gelen insanlar, aslında çalışmaya bağlı ikamet izni alıyorlardı. Sadece çalışmaya dayalı ikamet izni sistemimiz vardı. Onun yanı sıra çalışma izinlilerin refakatçilerine yönelik bir refakatçi izini uygulama sistemimiz vardı. Bazı durumlarda kriteri olmayan ikamet izni veriliyordu. Örneğin: Burada taşınmaz mal alan veya burada belli bir gelir beyan eden kişilerin kriterlere bağlı olmayan, biraz daha keyfi uygulamalarla aslında yeknesaklık içermeyen uygulamalarla verilen bir izin sistemi vardı.” Baybars, ülkede turist statüsü dışında kalacak olan yabancıların ülkede kalma koşullarını, belli kriterlere bağlı olarak, kayıtlılığı artırmak adına yeniden kapsamlı şekilde düzenlediklerini belirtti. “NÜFUS POLİTİKALARIMIZI BELİRLEMEK VE PLANLI GELECEK İÇİN KAYITLI YAŞAMA GEÇMELİYİZ” Bakan Baybars, ülkede turist statüsü dışında kalacak yabancılar ile ilgili dağınıklığın giderildiğini ve bütün dünyada olduğu gibi ülkede turist olmayan yabancıların ikamet koşullarının belli kriterlere bağlandığını belirtti. En fazla karıştırılan ve yanlış yorumlanan turistlerin vizelendirilmesiyle ilgili olan yabancıların KKTC’de 180 günde 90 günü geçmeyecek koşuluna da açıklık getiren Baybars, bu konuda şöyle konuştu: “Eğer siz bir ülke de altı ay içerisinde doksan günden fazla kalacaksanız ikamet izni almanız gerekiyor. Ama turist olarak altı ayda doksan gün kalacaksanız ülkemizi ziyaret edebilirsiniz. Çünkü biliyorsunuz ülkede özellikle nüfus politikalarını belirlemek, ülkede var olan iş gücünü, yaşayan insanların statüsünü anlayabilmek ve ona göre de planlı bir gelecek hayal edebilmek ve kurabilmek için bu çalışmalara ihtiyacımız vardır.” Baybars, sağlıkta yaşanan sıkıntıların, eğitim sisteminde yaşanan sıkıntıların devamlı tartışıldığını ve halen okullarda doluluk oranın konuşulduğunu, bu sorunların aslında birçoğunun sebebinin ülkedeki kayıtsızlıktan kaynaklandığına dikkat çekti. Bakan Baybars konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkeye çalışma izniyle gelen kişilerin on sekiz yaş altındaki çocukları aslında kayıt olmuyordu. Tüm bunları düşündüğümüzde sağlıklı bir planlama ve nüfus politikası oluşturabilmek için bir kayıtlılık getirildi. Siz ülkeye turist olarak gelebilirsiniz ama 180 gün içerisinde 90 günden fazla kalacaksanız artık sizi biz turist olarak kabul edemeyiz. Diyoruz ki, ikamet çeşitlerinden herhangi birine giriyorsanız, belirlenen kriterlere uygunsanız ikamet izni alarak bu ülkede yaşamanız gerekiyor. Bu dünyanın birçok ülkesinde de Türkiye’de de bu şekilde yapılıyor. Bir yıl içerisinde siz altı aydan fazla bir ülkede kalıyorsanız, o ülke sizi turist olarak kabul etmiyor. Siz o ülkede turist değilsinizdir. Çünkü bir yıllık yaşamınızın yarısından fazlasını yurttaşı olmadığınız başka bir ülkede geçiriyorsanız, demek ki orada bir yaşam kurma, yerleşme ve kalıcı ikamete dönen bir statünüz vardır. O zaman da diyoruz ki, biz sizi artık turist olarak kabul etmiyoruz, birçok ikamet izin çeşidi var, bu ikamet izin çeşitlerinden hangisinin kriterlerine uyuyorsanız ona göre gelip muhaceret dairesinde kayıt olacaksınız ve o şartları yerine getirerek bu oturum izninizi alacaksınız. Bu kayıtlılığı sağlayacağız ve ülkede bu şekilde kayıtlı olarak oturacaksınız. Şu anda bunların hiçbiri yok ve hepimizin en fazla şikayet ettiği temel sebeplerden bir tanesi, bu ülkeye turist olarak gelip bu ülkede çalışma izniyle bulunan ve ülkede yurttaş olan kişilerin emeğine yapılan saygısızlıktır. Çünkü sistemimiz maalesef turist olarak ülkeye giren kişilerin kayıt dışı yaşamını kontrol etmekte sıkıntı yaşıyor. Bu ülkeye giriş çıkışların kontrol edilmesi, aslında bu kayıt dışı çalışmayı da, başkalarının emeğinin sömürülmesinin de önüne geçecek doğru bir uygulamadır.” Bakan Baybars, yeni bir uygulamaya geçerken her zaman bazı zorluklarla karşılaşılabilindiğini ama bunun bir geçiş dönemi olduğunu ve aynı şeyin öğrenci izinlerinin, kayıtlarının düzenlenmesinde de yaşandığını belirtti. Ekim 2018’den itibaren okullara yapılan kayıtların muhaceret iznine tabi olması koşuluyla elde ettikleri daha gerçekçi rakamlarla ülkede kimin öğrenci kimin öğrenci olmadığının artık bilindiğini ifade eden Bakan Ayşegül Baybars, yeni yapılan İkamet ve Vizeler Tüzüğü’nün aslında tamamen kayıtlılığı sağlamayı ve hereksin uzun yıllardır tartıştığı sorunları gidermeyi amaçladığını, yoksa kimseye yabancı oluşundan veya ülke yurttaşı olmamasından ötürü bir ayrımcılık yapılmadığını belirtti. “AMAÇ, KAYITLILIKLA KİMSENİN EMEĞİNİN SÖMÜRÜLMEDİĞİ, HERKESİN DAHA RAHAT YAŞAMASIDIR” YDP’nin tüzükle ilgili “KKTC’ye gelen yabancı uyruklu kişilere işkence etmek için hazırlandı” iddiasına yönelik sorulan soruya da cevap veren Bakan Baybars, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını aksine yapılan yeni tüzükle ülkede kalacak yabancıların ikamet izni için muhaceret dairesine gelip sadece fiziken orada bulunup başvuru yapmaları değil, öğrenci izinlerinde olduğu gibi yine bir yazılımla online olarak kişilerin bulundukları yerden de ikamet izin türüne göre başvuru yapabileceklerini belirtti. Baybars, “Ülkede hep nüfusumuzun ne olduğunu soruyoruz. Kayıt dışı yaşamla mücadelenin nasıl olması gerektiğinden bahsediyoruz. Biz, İçişleri Bakanlığı olarak en azından kendi üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirdiğimize inanıyoruz. Her devlet, ülkesindeki gerek vatandaş, gerekse kayıt altında emeği sömürülmeden kalacak olan herkesin hem güvenliğinden hem de kayıtlılığından sorumludur. Yeni sistemle birlikte herkesin daha güvenli ve rahat yaşamasını sağlayacak bir uygulamaya geçilecek” dedi.
Editör: TE Bilisim