"Yer fıstığı bir zamanlar yüzlerce ailenin geçim kaynağıydı"
Yer fıstığı üreticisi Süleyman Özerman, bir zamanlar yüzlerce ailenin geçim kaynağı olan yer fıstığı üretiminin yeniden canlandırılmasının mümkün olduğunu, sadece devletin enerji tüketimi konusunda daha fazla destek olması gerektiğini belirtti.
Bir zamanlar 500’ün üzerinde ailenin geçimini sağladığı fıstık üretimi, bugün yüksek maliyetlerden dolayı nerdeyse sıfırlanırken, yılda değeri 1 milyon doları bulan 630 tonun üzerinde yer fıstığı ithal ediliyor. Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığına göre, söz konusu dönemde 500 dönümde fıstık üretimi yapılıyordu.
Ülkedeki birkaç fıstık üreticisinden Süleyman Özerman, 1970’lerin son yıllarından 1995’e kadar Akçay köyü üreticilerinin büyük bir kesiminin fıstık üretimi de yaptığını, 1995’ten sonra ithal fıstık daha ucuz olduğundan çiftçinin fıstık üretiminden koptuğunu kaydetti.
Özermen, “Ben, bu memlekette fıstık üretimi var olduğunu göstermek için ekiyorum. Nostalji olsun diye ekiyorum” dedi.
Fıstık üretiminin yüksek olduğu dönemlerde Akçay’da 250 dönümde fıstık üretimi yapıldığını, Akçay’ın yanında Akdeniz, Aydınköy, Alsancak ve Şahinler köyünde de fıstık üretimi yapıldığını, bugün fıstık üreticisi sadece kendisinin kaldığını belirten Özerman, 1995’e kadar, ülkenin fıstık ihtiyacının tümünün bu bölgeden karşılandığını belirtti.
Özerman “Kıbrıs’ta sadece bu işten ülkede 500 aile geçimini sağlıyordu” dedi.
Akçay halkının yüzde 80’inin, 1970’lerin son bölümünden 1990’ların başına kadar fıstıktan geçimini sağladığını vurgulayan Özerman, “Girdi maliyetleri çok yükseldi, gübre fiyatları çok yüksek, işçilik pahalı, sulamada kullandığımız elektrik çok pahalı, Türkiye’de kanal ve barajlardan, su alıp sulama yapıyorlar” dedi.
Bugün yerli üretim bittiğinden ithal fıstığın çok daha pahalı pazarlandığını, lezzetinin de yerli fıstık gibi olmadığını, bazen ithal edilen fıstığın 2-3 yıllık da olduğunu belirten Özerman, meraklı olanların yıllık ihtiyacı olarak 10-20 kilo aldığını belirtti.
Devletin ne yapılabileceği sorusu üzerine Özerman, "binlerce kilo fıstık ithal ediliyor, bunun karşılığı para yurt dışına gidiyor, bu sektörü canlandırmak için sulamada kullanılacak elektrik fiyatlarının daha da düşürülmesi gerekiyor, bugün verilen destek (kilowatt başına 70 kuruş) komiktir. Yada üreticilere, sulamada yenilenebilir enerjiye geçmesi için teşvik vermesi gerekiyor. Bu sektör tekrardan canlandırılabilir” dedi
-Kaan Özerman
Süleyman Özerman’ın oğlu Kaan Özerman ise, fıstığın çok işçilik gerektiren bir ürün olduğunu, bunun yanında işçi bulmanın da zorlaştığını, fıstık ekimi ve hasadı için ekipmanların bulunduğunu ancak üretim az olduğundan ekipmanın tedarik edilmesinin de hesaplı bir girişim olmadığını ifade etti.
İthal fıstığın daha ucuza getirildiğinden üretiminin nerdeyse yok olma noktasına geldiğini kaydeden Kaan Özerman, çok işçilik gerektirmesinin yanında fıstığın nisanda ekilmesi gerektiğini, 5-6 ay su verilmesi gerektiğini, gübre fiyatlarının çok yükseldiğini belirtti.
Kaan ayrıca, Güney Kıbrıs’ta fıstık üretiminin de ciddi boyutta olduğunu ve hasadında makinelerin kullanıldığını, fıstık yağı dahi çıkardıklarını belirtti.
-Uluçam: "Güneş enerjisinden yararlanılmalı"
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Erkut Uluçam, 1980’lı yıllar ve 90’lı yılların ilk yarısında ciddi bir fıstık üretimi yapıldığını ancak ithal fıstıkla rekabet gücü olmadığından üreticinin üretimden koptuğunu, bunun nedenlerinin de mekanizasyona geçilememesi ve sulama ile bağlantılı elektrik maliyeti olduğunu belirtti. Uluçam, bugün ahlen fıstık hasadının ülkede bel ile yapıldığına işaret etti.
Uluçam, fıstığın 5-6 ay bakım istediğine işaret ederek, üretici karpuz ve kavundan daha erken verim aldığı için karpuz kavun üretimine yöneldiğini belirtti.
Fıstık üretiminde yaz boyu sulama yapılması gerektiğinden, elektrik ücretlerinden muaf kalmak için güneşten enerji üretip kullanılması gerektiğini ancak bu konuda da sıkıntılar bulunduğunu belirten Uluçam, yürürlükteki uygulamaya göre üretilen elektriğin Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’na verilip daha sonra geri alınamadığını, yani mahsuplaşma yapılamadığını, yaz aylarında gün içerisi sıcakta da sulama yapılmadığından gün içerisinde üretilen elektriğin kullanılamaz olduğunu, Güney Kıbrıs’ta üreticilere mahsuplaşma imkanı tanındığını belirtti.
Uluçam, 15 dönüme kadar küçük işletmeler için güneş enerji sistemi kurulumunun 10 bin Euro civarında olduğunu, kuyunun derinliğine göre bunun değişebileceğini, Sulama Birliklerinin daha büyük sistemlere yönelebileceğini belirtti.
Banka ve ticari kurumlara dahi ilk başta mahsuplaşma seçeneği tanındığını, mahsuplaşma seçeneğinin üretim odağının dışına çıkarılmasının yanlış olduğunu kaydeden Uluçam, üreticiler için güneş enerji parklarının da kurulması gerektiğini belirtti.
Bunlar da ilginizi çekebilir