Yılmaz, KKTC'yi Türk dünyasına entegre etme yollarını arama vakti olduğunu kaydetti
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, KKTC’yi ticaretiyle, turizmiyle, eğitim imkanları ve kültürel zenginlik potansiyeliyle Türk dünyasına entegre etmenin yollarını arama vakti olduğunu kaydetti.
Cevdet Yılmaz, Kıbrıs meselesinin Türkiye yüzyılında çözümsüz kalmayacağını da vurgulayarak, “Türkiye yüzyılı aynı zamanda KKTC’nin ve Türk Dünyasının yüzyıldır” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Dünyası Entegrasyonu İçindeki Yeri ve Önemi” konulu panelde konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanlığı, Ahmet Yesevi Üniversitesi, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi ve Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği’nin katkılarıyla bugün Concorde Tower’da başlayan panelin açılış konuşmalarını Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Ak Parti Başkan Vekili, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, yaptı.
“KKTC’nin de bayrağının Türk Devletleri Teşkilatı’nda dalgalanması bir milattır”
“KKTC’nin Türk Dünyasına Entegrasyonunu” konu alan "kıymetli ve stratejik" bir toplantıya katılmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Yılmaz, "Türk dünyasının ayrılmaz parçası olan Kıbrıs Türkünün ambargoları aşması için her platformda gayret gösteren, her zaman KKTC’nin ve Kıbrıs Türkü’nün yanında olan ve bu davayı gönlünde taşıyan TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da selamlarını getirdiğini" söyledi.
Türkiye’yi ve bağımsızlıklarının 30’uncu yılını kutlayan Türk devletlerini aynı çatı altında toplayan Türk Devletleri Teşkilatı’nın Türk dünyasının iş birliğini güçlendirdiğini belirten Cevdet Yılmaz, özellikle Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesinin daha önce ortak dil ve kültür unsurları üzerinden şekillenen teşkilat faaliyetlerinin siyasi ve ekonomik boyuta taşınmasında önemli rol oynadığını kaydetti.
Türk Devletleri Teşkilatı’nın yaklaşık 170 milyonluk nüfusu kapsayan potansiyeliyle dünya jeopolitiğinin yükselen gücü haline geldiğini ifade eden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, geçen yıl Semerkant’ta yapılan zirvede pek çok tarihi karara imza atıldığını söyledi.
Geçmişi ve geleceği ile Türk dünyasının parçası olduğunu belirttiği KKTC’nin anayasal adıyla Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olduğunu anımsatan Cevdet, bu kararda emeği geçenlere teşekkür etti.
Macaristan’ın gözlemci üyelik statüsünden sonra KKTC’nin de bayrağının Türk Devletleri Teşkilatı’nda dalgalanmasını bir milat olarak değerlendiren Yılmaz, “Kuzey Kıbrıs’a yarım asırdır uygulanan akıl ve vicdan sınırlarını zorlayan ambargo ve kısıtlamalara karşı Türk Devletleri Teşkilatı kardeşliğin gücünü ortaya koydu, insani değerlerin güçlü şekilde yansıtılmasına vesile oldu. Bu mücadele burada bitmemiştir aksine yeni başladığını ifade edebiliriz. Şimdi vakit KKTC’yi ticaretiyle, turizmiyle, eğitim imkanları ve kültürel zenginlik potansiyeliyle Türk dünyasına entegre etmenin yollarını arama vaktidir” dedi.
Düzenlenen paneli bu anlamda çok değerli bulduğunu da söyleyen Yılmaz, panelden sonuç odaklı, KKTC’de yaşayan insanların ufkunu açan birtakım öneriler çıkmasını temenni etti.
“Rumların bozduğu ortaklığı yeniden tesis edebilmek için her zaman yapıcı bir yaklaşım sergilendi”
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı dışlanmışlık, ötekileştirme ve haksızlık ortadan kaldırılmadan adada ve Doğu Akdeniz’de kalıcı barış ve istikrarın sağlanmasının mümkün olmadığını ifade etti. Yılmaz, Kıbrıslı Rumların Kıbrıslı Türkleri 1960’ta kurulan ortaklık devletinden dışlayarak devleti gasp etmeye çalışmasının 1963’ten bu yana uluslararası toplumun gündeminde olduğunu ifade ederek, “Yarım asrı aşan bu sürede Kıbrıs Türk halkı her zaman çözümden, uzlaşıdan yana olmuş, iyi niyetle ve kararlılıkla müzakere süreçlerine sahip çıkmıştır. Rumların bozduğu ortaklığı yeniden tesis edebilmek için her zaman yapıcı bir yaklaşım sergilendi” dedi.
Kıbrıs’ta kalıcı çözümün ancak adadaki gerçekler üzerine inşa edilmesiyle mümkün olduğunu ifade eden Yılmaz, “Adadaki gerçeklerden kopuk olmanın ne denli problemli olabileceğini 18 Ağustos tarihinde insani bir proje olan Pile-Yiğitler yolunun inşaatına fiziki müdahalede bulunan BM Barış Gücü’nün tavrında net olarak gördük” şeklinde konuştu.
Yılmaz, geçmişte Rumlar tarafından Türk arazileri istimlak edilerek inşa edilen Larnaka-Dikelya-Ayia Napa ile Pile yol yapımlarına izin veren BM Barış Gücü’nün konu KKTC toprakları içindeki Pile-Yiğitler yolu olunca adil olmayan çifte standartlı bir yaklaşım sergilediğini söyleyerek, “Bu yaklaşım sürdürülebilir değil” dedi. KKTC’nin uluslararası platformlarda her türlü hak arama girişimini desteklediklerini vurgulayan Yılmaz, “Bu insani projeye engel olanları tavırlarından vazgeçmeye, adada yaşayan insanlara eşit bir gözle ve eşit mesafede durmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Kıbrıs Türk halkının dünyayla bütünleşmesinin önündeki engellerin kaldırılması, uluslararası toplum için de hem siyasi hem ahlaki bir sorumluluktur”
Yeni bir müzakere sürecinin başlayabilmesi için Kıbrıslı Türklerin egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün teyit edilmesi gerektiğini belirten Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu bu vizyona Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğinin tam olduğunu söyledi.
Yılmaz, “Anavatan Türkiye her daim KKTC’nin yanında duracak, adil ve kalıcı bir çözüm için garantör ülke olarak elinden gelen her şeyi yapacaktır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Kıbrıs meselesi Türkiye yüzyılında çözümsüz kalmayacaktır. Türkiye yüzyılı aynı zamanda KKTC’nin ve Türk Dünyasının yüzyıldır” dedi.
Bu çalışmalar sürerken KKTC’nin her açıdan kendi ayakları üzerinde durabilen, uluslararası toplumun saygın bir üyesi haline getirilmesinin Türkiye’nin temel öncelikleri arasında olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Kıbrıs Türk halkının dünyayla bütünleşmesinin önündeki engellerin kaldırılması, uluslararası toplum için de hem siyasi hem ahlaki bir sorumluluktur” şeklinde konuştu.
TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletlerin 77’nci genel kuruluna hitabına işaret eden Yılmaz, adada iki ayrı halk, iki ayrı devlet bulunduğuna ve çözümün anahtarının Kıbrıs Türk halkının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü haklarının tescil edilmesi olduğunu işaret ettiğini söyledi. Yılmaz, “Sayın Cumhurbaşkanımız uluslararası topluma KKTC’nin tanınması çağrısı yapmıştır” dedi. Cevdet Yılmaz, TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim zaferinden sonra ve 20 Temmuz Barış Harekatı’nın yıl dönümünde ülkeye gerçekleştirdiği ziyaretlerde KKTC’nin tanıması çağrısını güçlü şekilde yinelediğini belirtti.
KKTC Cumhuriyet Meclisi’nin TÜRKPA’da gözlemci statü elde etmesine de değinen Yılmaz, bunun da önemli bir adım olduğunu söyledi.
“Geçmişimiz bir olduğu gibi kaderimiz de geleceğimiz de ortaktır”
KKTC’nin Türk dünyası ile siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel iletişimde olmasının istenilen ve özlenen bir durum olduğunu kaydeden Yılmaz, “Ortak kalkınma ve bölgesel istikrar için uluslararası siyaset, dengeler ve çıkarlardan önce akrabalık, soydaşlık ve samimi ilişkiler gelir… Bizim dilimiz, dinimiz, kökümüz ve tarihimiz birdir. Geçmişimiz bir olduğu gibi kaderimiz de geleceğimiz de ortaktır” dedi.
Türk devletlerinin entegrasyonunun ortak bir vizyon çerçevesinde hayata geçirilecek projeler eliyle sadece Türkiye’de değil, diğer bölgelerde de barış, kalkınma ve istikrarın tesisine önemli katkı koyacağını belirten Yılmaz, “Gönül bağlarını güçlendirecek, milletleri yakınlaştıracak kültürel çalışmalar, dil bayrağı Türkçe zemininde önceliğimiz olacak. Bununla birlikte, eğitim, sağlık, ulaştırma ve alt yapı ile dijital dönüşüm alanında iş birlikleri de Türk dünyasının entegrasyonunda yeni ufuklar çizmektedir” diye konuştu.
Bu coğrafyada ticaret akışının yeniden canlandırılması hedeflerine de işaret eden Yılmaz, yeni ortaklıklar kurma, karşılıklı işbirliğini geliştirme ve fırsatları hızla somut projelere dönüştürmenin iş insanlarına düştüğünü, devletlerin görevinin ise buna ortamı hazırlama olduğunu anlattı. Yılmaz, “Türk dünyasında bütünleşmenin lokomotifi ekonomi, ticaret, ulaştırma ve enerji alanlarında KKTC için de önemli fırsatlar olduğunu değerlendiriyoruz” dedi.
“Sulama Master Planının şimdiden hayırlı olmasını diliyorum”
Uluslararası yatırımcılar için Kuzey Kıbrıs’ta yatırım iklimini iyileştirmek ve girişimciliğin önünü açmak adına yapısal reformlar ve gerekli altyapı çalışmaları için KKTC’ye destek sağladıklarını anlatan Yılmaz, KKTC temasları çerçevesinde yetkililerle, Türkiye ve KKTC arasındaki İktisadi ve Mali İşbirliği kapsamındaki tüm projeleri de gözden geçireceklerini de belirtti.
TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Yeni Ercan Havalimanı’ndan da bahsederek, KKTC’ye "muhteşem bir eser" kazandırıldığını söyledi ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
Türkiye’den KKTC’ye su temini sağlandığını anımsatan Yılmaz, bu suyun tarımda da kullanılması için çaba verdiklerini söyledi. Tarımı stratejik bir sektör olarak niteleyen Yılmaz, “KKTC için hazırlayacağımız Sulama Master Planının şimdiden hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Enerji projelerine de değinen Cevdet Yılmaz, “Suda yaptığımız gibi enerjide de çift yönlü bir kabloyla Türkiye ve KKTC arasında bir yeni entegrasyon projesi başlatıyoruz. Sayın başbakanla geçtiğimiz haftalarda bir mutabakat zaptı imzaladık ve fizibilite çalışmaları başladı. Bunlar tamamlandığında yapım aşamasına geçilecek. İki taraflı, KKTC’de üretilen enerjinin Türkiye’ye, Türkiye’de üretilenin KKTC’ye ulaşmasını sağlayacak güzel bir entegrasyon projesi” ifadelerini kullandı. Yılmaz, Türkiye ile KKTC’nin her alandaki entegrasyonu, işbirliği ve güç birliğinin diğer ülkeler arasındaki projeler için ilham kaynağı olabileceğini de vurguladı.
“Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerinden iş dünyasının temsilcilerini KKTC’yi ziyaret etmeye ve yatırım potansiyelini keşfetmeye özellikle davet ediyorum”
TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz konuşmasını söyle sürdürdü:
“Kuzey Kıbrıs’ın bir cazibe vitrini olarak, turizm, üniversiteleri, kendine has tarımsal zenginliği ve yatırım potansiyeli ile hak ettiği yatırım ilgisini önümüzdeki dönemde göreceğine yürekten inanıyorum. Yine jeostratejik konumu, kültürel değerleri, iklimi ve ada olmanın getirdiği deneyimleri ile Türk Devletleri Teşkilatı’na da önemli katkılarda bulunacağına da inanıyorum. Bunların yanı sıra KKTC, Türk Devletleri Teşkilatı faaliyetlerine düzenli olarak katılarak sesini dünya geneline duyurabilecektir. Buradan özellikle Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerinin iş insanlarına, bilim insanlarına, bilim erbabına ve Türk dünyasının entegrasyonuna inanan herkese seslenmek istiyorum. Ata yurdumuz ile Anadolu arasındaki bağları geleceğe birlikte taşıyalım ve geçmişte olduğu gibi tarihi yine birlikte yazalım.
Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerinden iş dünyasının temsilcilerini KKTC’yi ziyaret etmeye ve yatırım potansiyelini keşfetmeye özellikle davet ediyorum. Daha çok akademisyen ve öğrenci hareketliliği için üniversiteleri KKTC üniversiteleri ile işbirliği yapmaya davet ediyorum. Kuzey Kıbrıs’a yapılan haksız ambargo ve izolasyonları soydaşlarımız ile omuz omuza aşacağız.”
Yılmaz, Türk dünyasının entegrasyonu içerisinde KKTC’nin yerini konu alan bu panele öncülük eden Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Konseyi’ne, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve ekibine, Ahmet Yesevi Üniversitesi’ne, panel konuşmacılarına ve tüm emeği geçenlere, ayrıca KKTC için yaptığı projeler ve çalışmalar nedeniyle Binali Yıldırım’a teşekkür de etti.
Bunlar da ilginizi çekebilir