KIBRIS

Ziraat Mühendisleri Odası: “Tarımsal üretim SOS veriyor”

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (KTMMOB) bağlı Ziraat Mühendisleri Odası, KKTC’de tarım üretimin “SOS verdiğini” kaydederek, hükümeti eleştirdi. Oda Başkanı Erkut Uluçam, ülkede tarımsal üretimin “iflas bayrağını çektiği” ifade edildi.

Uluçam, açıklamasında tarımda yaşanan sorunların başında, betonlaşma, üretim maliyetlerinin yüksekliği ve gerekli tarım politikalarının olmaması geldiğini kaydetti. Uluçam, üreticilerin bu koşullarda ayakta kalmalarının imkânsız hale geldiğini belirtti.

-Narenciye üreticileri zor durumda

Erkut Uluçam, narenciye üreticilerinin yaşadığı sorunlara değinerek, Asya Turunçgil Psillidi salgını bahanesiyle narenciye ürünlerinin pazarlanamadığını, bunun sonucunda üreticilerin büyük zarar gördüğünü belirtti.

Ülkede 120 bin ton narenciye üretildiğini, ancak 40 bin tona yakınının dalında kaldığını söyleyen Uluçam, üreticilerin hala ödemelerini alamadığını ve sulama maliyetlerinin de metreküp başına 14 TL gibi yüksek fiyatlara ulaştığını vurguladı. Uluçam, “Kesim yapmaya gelen işçiler kaçak mıydı değil miydi derken sezon bitti, yeni sezonda yeni maceraları dört gözle bekliyoruz” dedi.

-Enginar üreticisinin defteri dürüldü

Enginar üreticilerinin yaşadığı sıkıntılara da işaret eden Uluçam, enginarın ihracatta rakipsiz bir ürün olmasına rağmen, bu yıl taze enginar ihracatının zar zor gerçekleştirildiğini belirtti. Uluçam, “Üreticimiz konserve yaparak malını satacak diye büyük bir müjdeyle duyurulan faaliyetlerin altı doldurulmadı ve sonuç olarak enginar üreticisinin defteri dürüldü” dedi.

-Harup üretimi de krizde

Uluçam, harup üreticilerinin de benzer sorunlar yaşadığını belirterek, Binboğa'daki yapısal sorunlar bahane edilerek üreticilerin sesinin duyulmadığını ve harupların ambarlarda farelere yem edildiğini söyledi. Uluçam, “Hem insan hem de hayvan beslenmesinde kullanılan çok kıymetli harup ürünü kaderine terk edildi” dedi.

-Nar üretimi tehlikede

Nar üretiminde de benzer sorunların yaşandığını ifade eden Uluçam, 10 yıl önce 2 bin 500 dönümde yapılan nar üretiminin, yanlış tarım politikaları sonucu 600 dönüme kadar düştüğünü ve üretilen narın sadece 200-250 tonunun iç piyasaya yettiğini belirtti. Eğer ihracat kapısı açılmazsa, nar ürününün 2/3'ünün farelere yem olacağını söyleyen Uluçam, hükümetin bu konuda ne yapmayı planladığını sorarak, nar üreticilerinin tazmin edilip edilmeyeceğini merak ettiklerini ifade etti.

-İthalat politikalarına tepki

Erkut Uluçam, hükümetin ithalat politikalarını da eleştirerek, ithalatı serbest bırakmanın yerli üreticiyi daha da zor durumda bıraktığını söyledi. Türkiye'den “3 kuruşa” alınan ürünlerin, piyasada fahiş fiyatlarla satıldığını dile getiren Uluçam, piyasadaki esas pahalılığı yaratanın aracılar olduğunu vurguladı. Yerli üreticilerin ürünlerinin pahalıya satıldığını belirten Uluçam, hükümetin bu durumu kontrol edemediğini ve ithalatın fiyatları düşürmediğini ifade etti.

Tarım sektörünü olumsuz etkileyen bir diğer önemli faktörün elektrik zamları olduğunu belirten Uluçam, açıklamasının devamında şunları kaydetti:

“Ülkemiz kurak iklim koşullarında bulunmaktadır. Ancak kuraklık sadece arpa üretimi yapan çiftçiyi etkilememektedir. Sulu tarım yapan herkesi derinden etkilemektedir. Aynı kuyudan çekilen sulama suyu bir önceki yıla göre ortalama yüzde 60 -80 oranında azalmıştır.  Yılbaşından bu yana elektriğe yüzde 80’den fazla zam yapılmıştır. Yani aynı koşullarda üretim yapan bir üreticinin maliyetleri yüzde 800’lere varan oranlarda yüksek maliyetle üretim yapmaktadır. Elektriğe yapılan zamların gereksizliği ve haksızlığını, hangi sebepten dolayı bu zamların yapıldığını tartışmıyorum bile. Ancak elektriğe yapılan her bir zammın çarpan etkisiyle önce üreticiye sonra da katlanarak tüketiciye yansıdığını ilkokul çocukları bile biliyor artık. Hedefinizde sırada kim veya kimler var onu da çok merak ediyoruz. Patatesçiler mi, seracılar mı yoksa hayvancılar mı?

Ülkemiz iklim toprak yapısı nedeniyle dünyada bulunmaz avantaja sahiptir. Ekimi dikimi yapılan birçok üründe aroma, lezzet, kalite bakımından tartışılmaz değerdedir. Bu ürünlerin bu kadar yüksek maliyetle üretilmesine neden olup, eşi bulunmaz başarısızlıkla pazarlayamamak çok az insana nasip olur. Çorbada tuzu bulunan herkese ayrı ayrı teşekkür ederim.

Hani meyve sebzede ithalatı açacak olan Sayın Bakan ithalatı açmak yerine üretim maliyetlerinde başı çeken elektriği nasıl ucuzlatırız fikrini düşünse, biraz araştırsa piyasadaki pahalılığın nerden geldiğini sanırım bir nebze de olsa anlayacaktır, tabi niyet başka değilse…

Aslında yapılması gereken, bilimsel ve ekonomik akla yatkın birçok düşünce vardır. Ancak bugün bunlardan bahsetmeyeceğim. Bugün Tarımsal üretim için güncel siyaset ve verilen kararlara uygun başka iki önerim var ki gelinen durumda getirilen önerileri dinlemeyen, yapılan uyarıları dikkate almayan yetkililerin bunları dikkate alacağını umarım.

Bunlardan birincisi tarım ve hayvancılık adına ne üretim varsa kapatın, herkesi memur yapın ki uğraşmak zorunda kalmayın. Hem en yakın seçimde iyi bir oy potansiyeliniz olur.

İkincisi ise ki bu daha akla yatkın ve her konuda bilgisi olmadan fikri olan birtakım yetkililerin, iş bilmez yöneticilerin daha kolay başarabilecekleri bir icraat olur; bu kadar ziyan olmuş ürünle beslenen ve gayet semiz hale gelmiş olan tarla faresi ihracatına başlayalım”