Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın (KTTO) dünkü Genel Kurulu’nda konuşan Çeler, Kıbrıs Türk toplumunun 150 yıllık bir var oluş/yok oluş endişesi olduğunu ve bunun iliklerine kadar işlediğini söyleyerek, aslında toplumun kodunda üretmek, ticaret yapmak ve iyi eğitim almak olduğunu kaydetti.
Çeler, “Ancak bugün samimi şekilde geriye bakmamız lazım; ‘Ne yaptık, ne oldu, bundan sonra ne yapmamız lazım’ diye. Bu toplumun artık yokluk ve varlıkla ilgili hala endişeleri olması hepimizi düşündürmelidir” dedi.
“Sizler kazanacaksınız ama emeğin de hakkı verilecek, adil vergi toplancak”
Ticaret insanları ve sanayicilerin; ürettikleri ve çalıştıkları müddetçe elbette daha büyük olması gerektiğini belirten Çeler ancak aynı paralelde emeğin de hakkı korunarak, bu ülkenin geleceği için iki tarafın da birbirini desteklemekle yükümlü olduğunun unutmaması gerektiğini belirtti.
Çeler, “Sizler daha çok kazanacaksınız ama devlette adil vergi toplama sistemini hayata geçirecek ve hiçbir siyasi bağ, dostluk ya da çıkar uğruna bunu delmeden toplayacak, sosyal devlet politikalarını hayata geçirecek. Kaliteli kamusal eğitim sistemi, kaliteli kamusal sağlık sistemi, güvenli yollar, sürdürülebilir çevre ve yaşam için toplumun yararına kullanacak” dedi.
“Ticaret Odası bilerek veya bilmeyerek modern köleliğe olanak sağlamamalıdır”
TL kullanımından dolayı yaşanan enflasyonla baş etmenin ve dünyayla rekabet etmenin elbette zor olduğunu ancak herkesin şapka, rozet ve koltuk sevdasını bir kenara bırakarak, başka formüller için bir araya gelme zorunluluğu olduğunu hatırlatan Çeler, Ticaret Odası’nın özellikle 2004 yılında dünyaya açılan en önemli kapı olduğunu belirtti.
Çeler, “Bu kapının ülke geleceği ve insanlarımız için doğru kullanılması hepimizin en büyük görevidir. Dünyada ve ülkemizde modern kölelik ve insan ticaretinin ayyuka çıktığı ve doğallaştırıldığı bu dönemde, Ticaret Odası’nın da adının kirlenmemesi, bunlara bilerek ya da bilmeyerek olanak sağlamaması gerektiğinin altını çizmek istiyorum” dedi.
“Henüz bir masanın kurulmamış olmasının, diploması ve diyalogdan uzak hareket etmenin cezasının hep birlikte çekiyoruz”
Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak görüşlerini paylaşan Çeler, henüz bir müzakere masasının kurulmamış olmasının, diploması ve diyalogdan uzak hareket etmenin cezasının hep birlikte çekildiğine işaret etti.
Çeler, “Rum tarafına altın tepsi de Kıbrıs Türk ekonomisini bitirileceği doneler veriyoruz. Esas olan da yine bizlere oluyor. İş insanlarımıza, yatırımcılarımıza ve bireysel vatandaşlarımıza kadar uygulanması planlanan eylemler, biz bu şekilde devam edeceksek, maalesef hepimizi bulacak” dedi.
“Kimse kimseyi suçlamasın artık”
Kıbrıs Rum tarafının “uzlaşmaz” bir tavrı olabileceğini ama “Biz bunu aşmak için ne yapıyoruz?” sorusunun sorulması gerektiğini söyleyen Çeler, Orta Doğuda birçok bölgede devam eden savaşlara dikkat çekti.
Çeler, “Elbette böylesi bir ateş çemberinde, Türkiye’nin adadaki varlığından kimsenin geri adım atmayacağı da nettir. Kimse kimseyi suçlamasın artık” dedi.
“Bu ülkenin ekonominin güçlenmesi sadece iş insanlarından alınacak vergilere bağlı değildir”
Ülkedeki işsizlik oranının, üretim maliyetlerinin artışının, hayat pahalılığının nedenlerini gözler önüne serdiğin vurgu yapan Çeler, bu ölçüsüz vergilendirme ve harç zamlarının da kabul edilebilir noktada olmadığını kaydetti.
Çeler, “Bu ülkenin ekonominin güçlenmesi sadece iş insanlarından alınacak vergilere bağlı değildir, daha birçok unsur vardır. İnanıyorum ki bugünden itibaren bu ülkenin geleceği ve bekası için; geleceğimiz olan gençlerimiz için yaptığınız yatırımların heba olmaması için birlikte mücadele edeceğiz” ifadelerine yer verdi.