Geçtiğimiz dönemlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, hatırlanacağı üzere tarihinin en büyük yolsuzluğu gün yüzüne çıkmıştı. 55 milyonluk vurgunun arkasındaki figürler, utanmazlıkları ve pişkinlikleriyle adeta sınırları zorluyor.
************
Bu kez, birçok eczacı, kendi ülkelerinin kaynaklarını soymaktan utanacaklarına, mesleklerinin itibarsızlaştığını ileri sürerek, savunma yapmaktan geri durmayarak, Whatsapp gruplarında organize oldular ve yarın terminalden meclis önüne sözde onur yürüyüşü gerçekleştirecekler. Ancak, memleketteki hasta insanlar ilaçsızlıktan kırılırken, çocuklar ateş içinde yanarken, bu vurgunun ardındaki eczacılar, sadece kendi çıkarlarına odaklanmış ve kendi ceplerini doldurmakla uğraşıyorlardı. Olayın patlak vermesinin ardından polisler günlerce çöplerde ağzına kadar ilaç dolu poşetleri toplamışlardı.
İlaçsızlık ve çaresizlik içinde kıvranan halk, bu eczacıların sadece cebini düşündüğü bir dönemde, adaletsiz bir soygunla karşı karşıya kaldı. Toplumun en savunmasız kesimleri, yarın bu utanç yürüyüşünde bir kez daha mağdur olacaklar. Bu vahşi yolsuzluğun kurbanları, kendi sağlıkları ve çocuklarının geleceği konusunda endişeli bir bekleyiş içinde günlerce ilaç aramışlardı.
************
Bu durum karşısında, işini düzgün yapan eczacıları tenzih ederek, bu satırlarda sert bir eleştiriye yer vereceğim. KKTC'deki bu yolsuzluğun içinde yer alan eczacılar, sadece mesleklerini değil, insanlık onurunu da ayaklar altına almış durumdadırlar. 55 milyonluk vurgun, sadece birkaç bireyin değil, tüm toplumun geleceğini karartan bir felaket olarak karşımıza çıkmıştır. Bu vahşi soygun, adaletin tecellisi için derhal soruşturulmaları hızlı bir şekilde bitirilip mahkeme huzurunda suçlular en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
************
Eczacıların savunmaları, sadece suçlarını örtmek için yapılmış çaresiz çıkışlar olarak görülmelidir. İlaçsızlıktan dolayı acı içinde kıvranan insanlar, çocuklarına ilaç alamayan aileler, bu skandalın hesabını sormaya hak kazanmışlardır. Adaletin tecellisi için sivil toplum örgütleri bu konuda çok dikkatli davranıp bu işin bir parçası haline gelmemelidirler.
****
Sonuç olarak, bu vahşi soygunun hesabını sormak için halkın bir araya gelmesi gerekiyor. Onurlarını kaybetmiş bu eczacılara karşı tepki göstermek, halkın en temel hakkıdır. Adaletin tecellisine bir an evvel gecikmeden gelmelidir. Unutulmamalıdır ki, toplumun sağlığı ve güvenliği, bireylerin cebini düşünmekten daha önemlidir.