Hepimiz hayata bir yerinden tutunmaya çalışıyoruz, ama ne kadarını gerçekten yaşıyoruz? Günlük koşturmalar,  bitmeyen sorumluluklar derken,  aslında hayatın sadece kıyısında dolaşıyoruz.

Derine inmiyoruz. Cesaret edip o gerçek duyguları, zorlukları ve mutlulukları kucaklayamıyoruz.

Pazar günleri, bu düşünceler için ideal bir gün. Durup kendimize şunu sorabiliriz:
 “Hayatımın ne kadarını gerçekten yaşıyorum? Yoksa bir rutine mi kapıldım?”

Kıyıda Kalmak mı, Derine Dalmak mı?

Bazen farkında olmadan sadece “idare ediyoruz.” İş, aile, dostlar derken, aslında birçok şeyin yüzeyinde gezinip duruyoruz. Zorluklardan kaçmak, anlık zevklerle yetinmek ya da sorumluluklardan boğulup hayal kurmayı bırakmak… Bunlar hep kıyıda yaşamanın işaretleridir.

Oysa hayatta en unutulmaz anlar, cesaretle derine daldığımız zamanlarda saklıdır. Bir risk almak, bir hayal peşinden koşmak ya da en basiti, bir an için gerçekten “orada olmak.”

Pazarlar Cesaret Günüdür


Bugün, bu pazar, kendimize bir meydan okuyalım. Hayatın kıyısında dolaşmayı bırakıp, onun tam ortasına girelim. Daha önce hiç denemediğiniz bir şey yapın. Bir dostunuzu ziyaret edin, yıllardır beklettiğiniz bir hedef için ilk adımı atın. Belki sadece doğanın içinde bir yürüyüş yaparak bile hayatın gerçek akışını hissedebilirsiniz.

Unutmayın:
Hayat bir pazar gibi, kısa ve değerli. Sadece kıyısında durarak, onun güzelliklerini asla tam anlamıyla göremezsiniz. Bugün, bir adım atın. Hayatı biraz daha derinden yaşamaya başlayın.

Çünkü hayat, cesaretle yaşayana güzeldir.