Ben kendimi demokrat ve halkçı bir kişi olarak tanımlarım. Sağa ne kadar yakınsam, sola da o kadar yakınımdır!

Ancak sol kesim içerisinde öyle tipler var ki, tam bir gereksizler sürüsü!

Her şeye karşılar, afedersiniz ama kendi b*kuyla bile kavga ederler!


Hiçbir şey üretmeyen, sadece kaostan beslenen bu tiplerden birisi de Birleşik Kıbrıs Partisi Başkanı İzzet İzcan!

Sırf başkanlık koltuğunda kalabilmek için karar defterini alıp evine kaçan bu tip, dün akşam gerçekleşen eylem sırasında konuşan Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu’na çok büyük bir saygısızlık yaptı.

Oysa dünkü eylem tam bir demokrasi şöleni altında geçti.
Kimse kimseyi kırmadı, üzmedi, en ufak bir olay dahi yaşanmadı.
İnsanlarımız demokratik haklarını kullanarak ülkeyi yönetenlere mesajlarını iletti.
Her şeyin bu kadar güzel gittiği bir sürecin içine kim edebilirdi?
Tabii ki İzcan gibi hastalıklı bir ruh haline sahip tipler!

Serdaroğlu, Denktaş propagandası yapıyormuş!
Nasıl ki Sayın Selma Eylem konuştuğunda, Serdaroğlu onun her söylemine katılmasa bile saygı duyup alkış tutuyor, Serdaroğlu da konuştuğunda en az diğer konuşmacılar kadar saygıyı hak ediyor!
Konuşmayı beğenmediniz mi?
Bunu ifade etmenin yeri o kürsü değildir, olmaz da!

Benim inancım şu ki, İzcan gibiler sadece halkı değil, mücadele veren örgütleri de bölmek için görevlendirilmiş kişilerdir!
Çünkü aklı başında olan kimse bu provokasyonu dün akşam yapmazdı!


Hani öyle diyorum ama diğer taraftan da federal çözüm istediğini haykıran İzcan’ın, Rum toprağı üzerine yurt inşa ettiği gerçeği aklıma gelince, bu adamdan her şeyin beklenebileceği kanaatine varıyorum.

Ben bir dost olarak örgütlerimize bir tavsiye vereyim:
Bu hastalıklı ve kendi kendilerine faydası olmayan tiplerden kurtulunuz.