Son günlerde gündemi meşgul eden bir konu var: 5 adet çikolata çalan 19 yaşındaki bir genç sirkat suçundan elleri kelepçeli şekilde mahkemeye çıkarıldı ve 100 bin TL teminata bağlandı ve ilerde yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Geçtiğimiz dönemlerde de benzer suçlardan birçok kez ceza alanlar da var ama memleketi soyanların halen daha caddelerde gezmesi ve siyasi ellerle devletin soyulması veya bu soygunlar için iş insanları ile hareket edilip işbirliği yapılması ve kılıf uydurulması, toplumda ciddi bir infial yaratıyor.

***********************************

Çikolata çalmak suç mudur? Evet, suçtur. Ancak bu suçun yargılanması, medyada geniş bir şekilde yer alıyor ve hızlı bir şekilde adaletin tecellisi sağlanıyor. Peki, ya memleketi soymak? Bu, yalnızca bir metafor olmaktan öte, ülkenin kaynaklarını kişisel çıkarlar için kullanmak anlamına geliyor. Ancak bu tür suçlar, neden göz ardı ediliyor?

***********************************

Bir tarafta çikolata hırsızları mahkemeye çıkarılırken, diğer tarafta ülkenin kaynakları hoyratça kullanılıyor. İnşaat projeleri adı altında yapılan harcamaların hesabı verilemez bir şekilde artarken, halkın cebinden çıkan vergiler nereye gittiği belirsiz bir sis perdesi arkasına saklanıyor.

***********************************

Toplum, adaletin herkes için eşit olması gerektiğine inanır. Ancak, bu çifte standartlar, halk arasında güven kaybına neden oluyor. Çikolata çalanlar kadar, memleketi soyanlar da yargı önüne çıkarılmalı ve hesap vermeli. Adalet, sadece belirli suçlulara karşı değil, herkes için adil bir şekilde işlemelidir.

***********************************

Belki de zaman gelmiştir ki toplum, sadece küçük hırsızları değil, aynı zamanda büyük soyguncuları da sorgulamalıdır. Halk olarak, bu çifte standartlara karşı durmalı ve daha adil bir toplum için mücadele etmeliyiz. Bu konu ile ilgili bütün kurumların tarafsızlığı ve hakkaniyeti sağlanana kadar susmamalı, taleplerimizi yüksek sesle dile getirmeliyiz.

**********************************

Çikolata çalanlar cezalandırılırken, memleketi soyanlar için de aynı adaletin sağlanması, toplumun güvenini yeniden tesis edecektir. Unutmayalım ki, adalete olan güven, bir toplumun temel taşlarından biridir ve bu güveni korumak hepimizin sorumluluğundadır.